Meme kanseri, Türkiye'de ve dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biri olup, ciddi bir sağlık sorunu olarak öne çıkmaktadır. Bu hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılan neoadjuvan kemoterapi, tümörleri küçültme ve cerrahi müdahale öncesi hazırlık sağlama amacı güderken, her hasta üzerinde aynı etkiyi göstermemektedir. Bazı hastalar ise bu tedaviye direnç geliştirebilmekte, bu da tedavi sürecini zorlaştırmaktadır.
Bu kapsamda İstanbul Üniversitesi ve Biruni Üniversitesi'nden 7 bilim insanı, kemoterapiye dirençli meme kanseri vakalarına yönelik daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmek için genetik araştırma başlattı. Biruni Üniversitesi'nden Dr. Asmaa Abuaisha'nın fikriyle ortaya çıkan araştırma, YÖK Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı arasında imzalanan "Araştırma Üniversiteleri Destek Programı İş Birliği Protokolü" kapsamında mali kaynak desteği aldı.
"DİRENCİN SEBEPLERİNİ ARAŞTIRIYORUZ"
Araştırma hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Selman Emiroğlu, neoadjuvan kemoterapiye dirençli hastaların tedaviye daha duyarlı hale gelmesi için genetik biyobelirteçlerin belirlenmesinin kritik öneme sahip olduğunu belirtti."Kemoterapiye direnç, her hastada farklı genetik ve biyolojik faktörlere dayalı olarak gelişebiliyor. Bu durumun tam olarak anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Biz de bu sorunun çözümü için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diyen Doç. Dr. Selman Emiroğlu, projenin amaçlarını şu şekilde özetledi: "Kemoterapiye dirençli hastaların tedavisinde daha etkili ve kişiye özel tedavi yöntemleri geliştirebilmek, yalnızca hastalarımız için değil, tüm sağlık camiası için çok önemli bir adım olacaktır"