Yazlık sinemaları bugünkü kuşaklar bilmez.
Nedeni şu ki o günleri yaşamadılar.
İstanbul Dolapdere Yenişehir’deki yaşadığımız evin teras katından Ali Belendi yazlık sinemasında her akşam gösterilen filmleri izlerdik.
Cüneyt Arkın’ın, Türkan Şoray’ın, İzzet Günay, Ayhan Işık’ın renkli veya siyah beyaz filmlerini sayamayacağım kere izlemişimdir.
Yazlık sinemada film başlamadan önce o günün popüler şarkıları çalar, insanlar çoluk çocuk ailecek yazlık sinemaya akın ederdi.
Çocuklar gazoz veya Alaska Frigo dondurma ister, büyükler ise çekirdek çitlerdi.
Bizde ailecek evin terasında yerimizi alır ve filmin başlamasını heyecanla beklerdik.
Havanın hafifçe kararmasıyla Ali Belendi yazlık sinemasında gong sesiyle film başlardı.
O andan itibaren filmdeki jönün davudi tonla yaptığı konuşmalar, filmin müzikleri, tabancadan ateşlenmesiyle çıkan mono sesler etrafa yayılırdı.
İlerleyen saatlerde film biter ve ardından küçük bir kritik yapıldıktan sonra herkes uyumak üzere yataklarına giderdi.
Kimi zaman izlediğim filme dair rüyalar gördüğümde olmuştur.
Yenişehir, Taksim’in hemen altında Tarlabaşı’nın bitişiğinde bir bölgedir.
‘Bir İstanbul Hikayesi/Tasula’ isimli kitabımda çocukluğumun geçtiği Yenişehir’den kısa öykülere yer vermiştim.
Ali Belendi yazlık sinemasında Yenişehir’in o yıllarda tek eğlence kaynağıydı.
Yazlık sinema televizyonun yaygınlaşması ve Yeşilçam’da seks filmleri furyası sebebiyle bir süre sonra kepengi indirdi.
Kapandıktan sonra mezbelelik olan Ali Belendi yazlık sineması kaderine terk edildi.
Bir süre sonra otopark olarak kullanıldı, şimdilerde sanırım yerinde başka bir yapı bulunuyor.
Tabi Yenişehir’de eğlence sadece yazlık sinema değildi.
Pazar günleri Yenişehir toprak futbol sahasında amatör maçlar yapılırdı.
Gerçekten pazar günleri toprak saha maç izlemeye gelen insan yığınlarından dolup taşardı.
Saha kenarında bilumum seyyar satıcılar yerlerini alır günlük yevmiyeye çıkarırlardı.
Çengelköy salatalığını soyduktan sonra tuzlayıp satanlar, tükürük köftecileri, su satıcıları, tombalacılar ve diğerleri…
Yenişehir toprak sahada yazın toz, kışın çamur içinde yerel futbol takımları kıran kırana maçlar oynardı.
Yenişehir’de 72 millet bir arada sorunsuz ve komşuluk içinde yaşanırdı.
Garo, Hristo, marangoz Serkis ile Hasan, Ali ve Mehmet arasında hiçbir sıkıntı olmazdı.
Ne var ki değişen siyasal süreçlere bağlı olarak insanlar arasına ayrımcılık girdi.
Tarlabaşı ve Yenişehir bölgesinde T.C. vatandaşı azınlık gördükleri baskılar nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.
Hala o bölgede yaşayanlar var fakat sayıları bir elin parmağını geçmeyecek kadar denilebilir.
Mazide o kadar çok yaşanmışlıklar var ki...
1931’de Seyyan Hanım tarafından seslendirilen şarkıda olduğu gibi:
‘’Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır…’’