Ve sadece bir gün kullanabilseydim.
Her şehit haberinde,
Terörü...
Habire kınayıp
Boş konuşanların...
Atıp,tutanların...
Sol üst taraflarına yürek
Ve o yüreğin içini,
Evladını yitirmiş annenin...
Yakıp kül eden
Acısı
Umutsuzluğu
Tükenmişliğiyle...
Lüks tomofillerinden
Akıllı rezidınslarından
Sırça saraylarından
Halka seslenirken...
Üç otuz asgari ücretle
Durmadan gelen zamlarla
Ay sonunu nasıl getireceğini düşünerek,
Televizyon reklamlarında gördükleri her bir şeyi
İsteyen çocuklarını,
Önümüzdeki ay alırım diyerek avutan babanın
Çaresizliğiyle...
Demokrasi söylemleriyle
Mangalda kül bırakmazken!
Çarka çomak soktuğu için
Dokuz köye sığdırılamayıp
Onuncu köye sürülenlerin
Cesaretiyle...
Şiddete uğrayanları
Korumak için
Ciddi yaptırımlar uygulanacağını söylerken...
Sapıkça tacizlerle
Kör bir bıçakla
Korkak,hain kurşunlarla
Yaşamdan koparılan
Kadınların
O son andaki
(Kelimelerde tanımı bulunamayacak kadar korkunç)
Bütün Hissettikleriyle
Ve
Eğitimden uzak Öğretim programlarıyla,
Futbol topu misali o yana,bu yana atılan
Deneme tahtası yapılan
Geleceğiyle oynanan
Bir daha asla geri gelmeyecek
Çocuklukları çalınan
Minik yavruların
Kocamaaaan
Masumiyetleriyle
Doldurmak isterdim.
Ama dedim ya...
Yok-sul bir ÜTOPYA...