Ülkemiz, 17 Ağustos 1999’daki deprem sonrası ciddi travma yaşamış, hemen her bölge deprem gerçeğini öğrenmek ve onunla yaşamanın gereklerini yerine getirmek için adım atar konuma gelmişti.
Ama, devlet katındaki atalet, toplumu da etkilemiş ve yaşanacak benzer büyüklükteki yeni bir depreme karşı gereken tedbirlerin alınması savsaklanır hale gelmişti.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Altay’ın ‘’Marmara fayında gerilim var. Durum normal değil" demesiyle yeniden kabus görülmeye başlandı.
Evet, bilim insanları İstanbul depreminin yaklaştığına işaret ediyor. Çünkü, yapılan ölçümlerin ortaya koyduğu en önemli gerçek, Marmara fayında gerilim artıyor(muş).
Uzun süredir yaşanan suskunluğun gereği durum normal değil(miş).
Deprem konusunda aslında yeterince bilgi kirliliği var. Bu yüzden, bilim insanlarının polemik içinde olmaması gerekir.
Prof. Altay da, buna işaret ederken diyor ki;
“Kandilli Rasathanesi 140 yıllık bir kurum. Tartışmaları bir kenara bırakıp depreme odaklandık. Tartışma götürmeyen, sağlıklı bilgileri en hızlı şekilde aktarma çabası içindeyiz.
Altay’ın işaret ettiği gerçek şu: Marmara fayı dünyanın en riskli faylarından biri ve İstanbul depremine yaklaşılıyor…
Deprem yerel bir mesele değil, bu yüzden de uluslararası boyutta takip ediliyor. Marmara Fayı’nın deniz altında olması da deniz sismolojisini ön plana çıkarıyor. Bu nedenle deniz dibi araştırmaları önem kazandı.
Bugüne kadar Marmara’da 7’si yabancı 2’si Türk olmak üzere 9 gemi önemli araştırmalar yapılmış. Ön incelemeleri gerçekleştiren bilim insanları yeni bir proje kapsamında faya sondaj yapıp sensörler yerleştirmeyi planlıyor. Böylece hem fayın hareketleri hem de yapısı incelenmiş olacak, ölçümler yapılacakmış.
Bir de ‘Derin kuyu’ projesi varmış. 5 yıl içinde bitmesi planlanan bu projeye göre de, Sivriada’da ilk etapta 400 metre derinliğinde bir kuyu açılıp, ardından bu kuyunun derinliği 2 kilometreye kadar çıkartılacakmış.
Bu çalışma Almanlar’la ortak yapılacakmış.
Peki, Derin Kuyu projesi ne sağlayacak ?
Bu projeyle, Marmara’nın altından geçen fayın özellikleriyle ilgili daha detaylı bilgiler edinmek ve ölçümler yapmak planlanıyormuş…
Bilim insanlarının elinde deprem büyüklükleri üzerine bazı rakamlar ve beklenen tahmini ölü sayıları da var ama spekülasyona açık olduğu için burada o konulara girmeyeceğim.
Toplumu paniğe sevk etmeden bilinçlendirmek gereğine inanıyorum. İstanbul’a 120 kilometre uzaklıktaki Marmara depremi Avcılar ve Bağcılar’da büyük hasara yol açabiliyorsa, 15 kilometre uzaklıkta meydana gelebilecek depremin elbette yıkımları daha fazla olacaktır.
Bu yüzden, daha hızlı hareket etmek şart…
Deprem Konseyi niye feshedildi ?
Bu sorunun yanıtı önemli.
Çünkü depremin tek bir muhatabı yok. Yeni organizasyon içinde üniversiteler, belediyeler, valilik, Türkiye Acil Yönetimi, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, TÜBİTAK yer alacak ve çalışmalar tek bir çatı altında değerlendirilecekmiş. Böylece etkinlik artırılıp, bilim insanlarının çalışmalarında tekrara kaçması engellenmiş olacakmış.
Depremin yaklaştığı söyleniyor, elinizi lütfen çabuk tutun…