Geçtiğimiz hafta Dilovası Belediyesinin organizasyonuyla gazeteci arkadaşlarımız Ahmet Zeki Ayar, Barış Ateş ve Levent Altun ile birlikte 6 Şubat deprem felaketinin merkezi konumundaki Kahramanmaraş’a gittik.
Takribî 10 saati bulan birazda yorucu karayolu seyahatinin ardından Kahramanmaraş’a vardık.
İl sınırından başlayarak depremin izlerine ve korkunçluğuna tanıklık etmeye başladık.
Yol kenarlarında yıkılmış binalardan geriye kalmış enkazları, ağır hasarlı olduğundan terk edilmiş binaları ve insanların barındıkları çadırları, konteynerleri gördük.
17 Ağustos 1999’da deprem felaketini yaşamış birisi olarak gördüğüm manzara beni şaşırtmadı.
Benzer görüntüleri gazeteci olarak Kocaeli bölgesinde tanıklık etmiştim.
Gazeteci arkadaşlarımızla konakladığımız Dulkadiroğlu ilçesinin merkezini, çarşı ve pazarını bir süre gezdik, depremin geride bıraktığı ürpertici izlerini yerinde gördük.
Dulkadiroğlu 223 bin 277 nüfusuyla Kahramanmaraş’ın en kalabalık ikinci ilçesiydi.
Şehir adeta terk edilmiş gibi.
Görünen o ki çok sayıda insan başka şehirlere göç etmiş.
Bir kere şunu belirtmek gerekiyor, 6 Şubat depremi Kahramanmaraş’ı ciddi anlamda yerle bir etmiş.
10-15 ve daha yüksek katlı binaların neredeyse tümü ağır hasarlı ve terk edilmiş.
Az hasarlı olan bazı birkaç katlı binalarda ise insanlar korkarak yaşamaya devam ediyor.
Çok değil 3 ay önce ışıklı, hareketli sokak ve caddeleri insanlarla dolu şehirde şimdi yaşanan yıkımdan geriye derin izler kalmış.
Halk çadır ve benzeri şeylerde yaşamaya devam ediyor.
Çocuklar ise acı ne kadar büyük olursa olsun yine oynamaya, çocukluklarını zor şartlarda dahi yaşamaya çalışıyorlar.
Dulkadiroğlu bölgesinde Dilovası Belediyesinin yanı sıra Darıca ve Körfez Belediyeleri de depremzedelere hizmet veriyor.
Depremzedelerin yaşamını kolaylaştırmak, sıcak yemek, barınma gibi konularda imkânlar doğrultusunda ne gerekiyorsa yapıyorlar.
Ne var ki Kahramanmaraş’ın eski güzel günlerine dönmesi onlarca yılı bulacak gibi görünüyor.
Ağır hasarlı binaların yıkılması, yerlerine yeni binaların yapılması öyle sanıldığı gibi bir veya iki yılda tamamlanacak bir şey değil.
Maraş eski Maraş olur mu?
Belki olur ancak yaşamını yitiren binlerce insanı, korkunç acı ve yıkımı hiçbir şeyin hiçbir vakit unutturması mümkün değil.
Bundan sonrası için alınacak ders ve deprem öncesine dair alınması gereken tedbirler var.
Türkiye’de artık deprem sonrasına dönük çalışmalar ikinci plana alınmalı. Deprem öncesi için bilimsel temele dayalı, insan ve yaşamı merkezi alacak şekilde çalışmalara biran önce başlanılmalıdır.
Acılardan dersler çıkararak bir daha yaşanmamasını sağlamak ülkeyi yönetenlerin, hepimizin ellerinde.