Son yıllarda tarihle yüzleşmek sözü sıkça kullanılıyor.
Bunun için ölçüyü sorgulayan yok.
Bence bu konuda iki temel ilke vardır.
Birincisi tarihsel olayları kendi koşulları içerisinde değerlendirmek ikincisi evrensel hukukun toplum düzeninde temel alınması, egemen kılınmasıdır.
Bunlar gerçekleşince yüzleşme yaparız.
Yıl 1993. Aradan yirmi iki yıl geçti. 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli yakılırken kalabalık gözü dönmüş bir kitle tekbir sesleri getirerek hep bir ağızdan ‘’Yak yak’’ diye bağırıyordu.
Bugün gibi o sesler kulaklarımda yankı buluyordu.
Bundan tam 22 yıl önce…35 aydın yakılarak öldürüldü.
Aradan geçen bu süre içerisinde yaşadığımız coğrafyada hiçbir şey değişmedi. Hatta şunu söyleyebilirim;
En vahşi katliamlar ve cinayetler din ve mezhep çatışması süsü verilerek toplu cinayetler işlenmeye devam ediyor.
Avrupa’nın ortaçağını Ortadoğu coğrafyası şimdi yaşıyor.
Hiçbir gerekçe insan yaşamını sonlandırmak için haklı gösterilemez.
Sivas Madımak ‘ta yakılarak öldürülen 35 aydın zaman aşımı gibi safsata gerekçelerle gündemden düşürülemez.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde toplu katliam zaman aşımı gibi anlamsız izahı güç bir söylemle üstü örtülemez.
Bizler 22 yıldır her 2 Temmuzda Sivas Madımak ‘ta yakılarak öldürülen insanları anmaya devam edeceğiz.
Çünkü adalet duygusunun yok edildiği bir yerde devlete olan güven kalmaz.
Sivas Madımağı yakanlar ve onları haklı gösterenler tarihle yüzleşmedikçe Madımak ateşi sönmez.
Biz de Madımak’ı unutmayacağız ve unutturmayacağız...!