Süper Lig’de 7. haftanın açılış mücadelesinde Galatasaray, geriye kalan 6 maçta gol yememiş iki takımdan biri olan Konyaspor’la evinde karşılaştı. İlk 80 dakikasının her iki takım adına da dengeli geçtiği maçın sonucunu “şans” belirledi. 82. dakikada Calvo’nun kendi kalesine attığı gol, Galatasaray’a 58 hafta sonra maç fazlasıyla da olsa liderliği getirdi.
Galatasaray’ın erken bulduğu golde en önemli pay sahibinin Sacha Boey olduğu bir gerçek. Ligin başından beri sürekli yükselen ve 3 haftadır da top seviyelere ulaşan performansı inanılmaz. Sezon başı kampında rezerv takım ile çalışan oyuncunun kendi mevkisine transfer de yapılmış olmasına rağmen (ki bu isim Lyon kaptanı Léo Dubois), onu keserek 1. oyuncu olması Boey için saygı uyandırıcı ama Galatasaray için de düşündürücü bir olay. Buradan, eldeki oyuncuların değerlendirmelerinin bundan sonra daha da iyi yapılması gerektiği sonucunu çıkarmak gerekli diye düşünüyorum. Çünkü Dubois de PvA’nın yetersiz performansı da göz önüne alındığında artık sol bekte şans bulacak gibi görünüyor ve Boey’in durumu doğru öngörülebilse bu transfer harcaması sol bekte rahatlıkla kullanılabilirdi.
Galatasaray’ın sol stoperi bu sezon bizim için tartışmaların odak noktalarından biri olacak gibi duruyor. Türk oyuncu oynatmak durumunda olunması nedeniyle eldeki seçenekler Abdülkerim ve Emin ile sınırlı. Abdülkerim, özellikle Giresunspor maçında yaptığı pas hatası hala kafalarda yer etse de Emin’in henüz temaslı oyundaki yetersizliği de net şekilde göze çarpıyor. Geçen hafta Kasımpaşa maçında yenilen golde ve bu hafta top kaybı yaptığı 2 pozisyonda da görüyoruz ki henüz gelişmesi gereken kritik özellikleri var. Abdülkerim şu anda yeniden formayı alacaktır ama Emin de artık bir alt yapı oyuncusu değil, kadroya oldukça yakın bir oyuncu olduğunu gösterdi. Gelişimini dikkatle takip edeceğiz.
Konyaspor’un attığı gol bence Galatasaray’ın en önemli defosunu da net şekilde ortaya çıkardı. Galatasaray rakibini karşılarken Mertens’in de Gomis’in yanına gelerek 4-4-2 gibi dizildiğini gördük. O anda Oliveira’nın anlık olarak önde yapmış olduğu baskı orta sahanın göbeğinde bir anda derin bir boşluğa neden oldu ve Konya’nın sol stoperi Calvo da o alana attığı dikine pasla pozisyon gelişti. Yani Galatasaray orta sahasının, Mertens’in OOS gibi oynadığı zamanlarda boşalttığı alanları kapatmasının Oliveira ile çok mümkün olamayacağını bize gösteriyor. Ya orada Mertens gibi forvetleşen değil de Juan Mata gibi orta sahalaşan bir oyuncu kullanılmalı, ya da orta sahada Midtsjø veya Berkan tarzı öndeki oyuncunun pozisyonunu kapatacak biri kullanılmalı diye düşünüyorum. Bu sistemde diğer takımların, Galatasaray orta sahasında dengeyi bozacak hamlelerinin daha yüksek oranda skor getireceğini de gördüğünden eminim.
İcardi Galatasaray formasıyla ilk maçına çıktı. Yaklaşık 40 dakika sahada kalmasına rağmen İcardi’nin sadece 1 kez topla buluşması Galatasaray’da ana problemin pozisyon yaratmak olduğunu da gösterdi. Dar alanda başarılı olan bu kadar oyuncu varken pozisyon bulmakta sıkıntı yaşanmasının Okan Hoca tarafından sebeplerinin bulunup düzeltilmesi şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın şansını belirleyecek en önemli etkenlerden biri.
Konyaspor kalecisi Sehic’in gördüğü kırmızı kart son zamanlarda gördüğüm en hak edilmiş kırmızı karttı diyebilirim. Nelsson’un müdahalesine kızdıktan sonra önce onu kovaladı, sonra karşısında çıkan Torreira’yı indirdi ve en son da İcardi’yle uzun süre sertçe karşılıklı itiş kakışa girişti. Zaten sarı kartı varken bu tartışmaya girmenin çok mantıklı bir tarafı da yoktu. Kırmızı kart sonrası Konyaspor’un oyuncu değişiklik hakkının kalmamasıyla kaleye Adil’in geçmesi gecenin ironik fotoğrafıydı. Uzun zamandır denk gelmediğimiz enteresan bir olayı da bu hafta boş geçmedik diyebiliriz.