İnsan olmak hem kolaydır hem de zordur, sadece bizim gibi düşünenleri değil bütün insanları seveceksiniz. Çıkara, menfaate boyun bükmeyeceksiniz. Alınızı birilerine kiraya vermeyeceksiniz. Bütün insanların sorunlarını kendi sorununuz gibi bileceksiniz, ben insanım diyebilmek için insanın yaradılış nedenlerine saygılı olacaksınız. Şimdi hayat öyküsünü anlatmaya çalışacağım Lili'nin hakkında bakalım neler düşüneceksiniz. Lili de herkes gibi bir insan, onu bizlerden ayıran lüx düşkünü olması, hesapsız harcamalar yüzünden büyük bir ekonomik bataklığa gömülür. Bu durumdan kurtulmak için yine işin kolayını seçer. Birsürü kötü işler yapar, buradan da umduğunu bulamayınca işi daha da ileri götürerek zengin bir koca aramaya başlar. Bu konuda başarısızdır, sonunda fuhuş illetinin en dibine saplanır. Lili işin kolayını değil de olması gerekeni yani zor olanı seçip kendine uygun bir iş bulup çalışmayı deneseydi aç susuz pis bir pansiyonda ölmeyecekti. Lili'nin bu bataklığa düşmesinde hepimizin payı olduğunu düşünüyorum. İnsan olmanın en önemli olgusu da herkesin herkesten sorumlu olmasıdır yani biz de Lili'den sorumluyuz. Lili bir kumar oynadı ama kazanamadı çünkü hiç kimse kumarda kazanamaz. Bu konularda çok bilincsizdi, kısa yoldan zengin olmayı ve her işin kolayını seçmeyi öğrenmişti. Seçenler hep kaybettiler, doğal olarak o da kaybetti ama Lili anasından kötü biri olarak doğmadı. O bu kötülüğe süreç içinde alıştı, hayatın ona sunduğu yoksulluktan dolayı kötü oldu. İnsanları kötülüklere ve aşırılıklara zorlayan en önemli etkenlerin başında bilindiği gibi işsizlik, kimsesizlik ve açlık gelir. Bence insanlar beyinleriyle değil karınlarıyla düşünürler. Karnı aç olan insanlar asla iyi şey düşünemezler ve güzel şeyler de yapamazlar. Lili'de bunlardan biriydi. Bu konuyu yazmamın nedeni annesi tarafından terk edilmiş güzel bir kedi yavrusudur. Annesini yitirmiş bir bebek gibi ağlıyordu, ne önüne koyduğum sütü içti ne de ona yakınlığımı kabul etti. Ertesi gün o parka gittiğimde ölmüştü, çok üzüldüm onu evime götürmediğim için. Kendime lanetler okudum, 70 yaşıma gelmeme rağmen iyi bir insan olmadığımı fark ettim, bundan dolayı insan olmak zordur diyorum...
Annesi babası onu terk etmemiş olsalardı o bu fuhuş bataklığına düşmeyecekti. Böyle davranış içinde olan öyle çok anne baba var ki... HA Lili'nin ismine fazla takılmayın, onun ismi Lili değil, o ismi ben verdim ona. Lili düştüğü kötülüğünden kurtulamadı, kimse ona dost elini uzatmadı, elini uzatanlar da ondan faydalanmak için uzattılar. Bu anlamda ona kötülük yapan herkes suçludur. Bu mudur insanlık? Bu ülkenin milli gelirinin yüzde doksanını bir avuç azınlık kasalarına indirirken, büyük çoğunluk yani halk yoksulluk içinde çırpınmaktadır. Bu mu insanlık? 80 yıldır bu ülkede kötülük hiç bitmedi, bunun yetmiş yılına ben şahidim. Kendimi hep kötülükler tarafından rehin alınmış biri olarak hissettim. Hayata tutnamayanların yani yoksulların, itilmişlerin, çöpçülerin, işcilerin yanında oldum hep. Ben de onlardan biriyim Lili de bu insanlardan biriydi. Halit Refik'in Yatık Emine isimli harika bir öyküsü vardır. Cinsellik duygularını dışa vuramadığı için hayatı kararan genç güzel bir kızı anlatır. Cinsellik her konuda olduğu gibi bu konuda da bilgisi olmayanlara ölümcül travmalar yaşatır. Yaşamda insanın en temel ihtiyaçlarından birisidir. Hiçkimse anasından bilgili doğmuyor, bilgi sonradan hayattadan öğrenilen bir olgudur. Cinsellikte öğreniliyor. Lili'ni trajik hayat öyküsünde cinselliğin önemi çok büyüktür. Bu konudaki eğitimsizliği, onu fuhuşun çukuruna düşürmüştür. El yordamıyla yapılan güzel işler anlatılınca benim aklıma hemen kadınlar gelir ama Lili'nin eğitimsizliği yüzünden elinin yordamı da yoktu. Maradona el yordamıyla yapılan güzel işleri tanrının eli olarak değelendirirdi...