Seçimlerde oyların yüzde 50’sini alarak Başbakan olan Süleyman Demirel Meclis’in ilk günü kuliste İsmet İnönü ile karşılaşır.
İnönü kısa sohbet arasında sorar:
- Meclis’in kaç merdiveni var Süleyman Bey, biliyor musun?
Demirel fazla düşünmeden:
- Bilmiyorum, der...
Birkaç gün sonra Meclis’ te İsmet İnönü’nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek:
- Efendim, Meclis’in 220 merdiveni var, demiş...
- Kime saydırdın? diye sorar İnönü.
Demirel:
- Bizzat ben saydım efendim!
Ve bunun üzerine İnönü’nün tarihi dersi başlar:
- Bak Süleyman Bey... Lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben Meclis’in kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım.
Bu hikâye siyaset çevresinde yıllardır anlatılır ve aslında özü itibariyle verdiği ders anlamında çokta kayda değer ve güzeldir.
Lider olmak kolay değildir.
Her siyasetçide olmayan, kişinin şahsına münhasır bir özelliktir.
Özellikle siyasette zaman içinde saman alevi misali lider olarak ortaya çıkanları çokça gördük.
Parti genel başkanı olmak ile lider olmak apayrı şeylerdir.
Bir şekilde genel başkan seçilebilirsiniz ne var ki liderlik vasıflarınız yok ise başarısızlığınız kaçınılmazdır.
Örneklerini geçmişte ve bugün görmekteyiz.
Her seçim yenilgisi sonrası mazeret üretmek gerçek liderlerin işi değildir!
Gerçek liderler yaptıklarıyla, kitleleri peşlerinde sürüklemeleriyle, toplumsal ve siyasal yönlendirmelerde etkileriyle varlıklarını gösterirler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarihimizin en önemli lideriydi, çünkü liderlik kabiliyeti ile bir ülkeyi baştan aşağıya yeniden dizayn etme beceresini gösterdi.
Atatürk sahiden lider olarak ta bir dehaydı.
Kurtuluş Savaşını örgütlemesi, Cumhuriyet ile yeni bir rejime geçişi, sosyal toplumsal, ekonomik alanlardaki devrimler, dönüşümler gerçek bir liderin işidir.
Keza İsmet Paşa’da aynı şekilde Atatürk’ün ardından liderliği sayesinde Cumhuriyet devriminin ileri bir aşamaya taşınmasında önemli pay sahibi oldu.
Sonrasında birçok lider, fikrine katılır veya katılmazsınız siyaset içinde ülke yönetiminde belirleyici figür oldu.
Ne var ki ülke ve dünya için yararlı liderler her zaman insanlığa önemli hizmetler yapmıştır, saygıyla anılmıştır.
Hitler, Mussolini, Franko benzeri faşist diktatörler de liderdi ancak onlar her zaman lanetle anılıyor ve anılmaya devam edecekler.