Bugün, bilimsel ve laik eğitim ilkelerinin terk edilmesi sonucu ortaya çıkan kaosun devamında yeni eğitim ve öğretim dönemini bekleyen tehlikeleri hep birlikte görüyoruz.
O yüzden, ülkenin sosyal, politik ve ekonomik çok sayıda sorununa ilişkin görüşlerini açıklayıp muhalif duruşu örgütleme çalışmalarını sürdüren Birleşik Haziran Hareketi’nin eğitim komisyonu tarafından hazırlanan eğitim içerikli bir duyuruyu paylaşacağım sizinle.
‘Laik ve bilimsel eğitimi yeniden kazanmak’ başlıklı o değerlendirmede şu ifadeler yer alıyor:
‘’AKP iktidarının eğitim sistemi Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde sarf ettiği “Dindar nesil yetiştireceğiz” sözleriyle özetlenebilir.
Bilimsel bilginin yerini dini hurafelerin aldığı AKP Türkiye’sinde, eğitim sistemi toplum mühendisliğinin temeli haline geldi. Dinci ve gerici programlar ders müfredatına yamanırken, eğitim sistemi bile isteye ‘sistemsiz’leştirildi.
Koltuğa geçen her Milli Eğitim Bakanı ile birlikte ders programları ve sınav sistemleri değişti. 14 yılda 6 farklı bakan gören eğitim sistemi ortaokullar düzeyinde SBS, OKS,TEOG, liseler düzeyinde ise ÖSS, YGS-LYS gibi sınavlarla yapboz tahtasına döndü. Son 13 yılda 13’ten fazla değişiklik yapılan eğitim sistemi tamamen istikrarsızlaştı.
Cemaatle al gülüm ver gülüm döneminde dershanelere göre yapılanan eğitim sistemi, ortaklık bozulunca dershanelerin kapatılması ile altüst oldu.
Devlet okulları, 4+4+4’ün dayattığı gerici ideoloji ile İmam Hatip Liselerinin suretine dönüştürüldü. Şimdi ise sistemin tekrar değiştirilmesi gündemde; 3+3+3+4 sistemi ile dini eğitimin “sıbyan mektepleri” aracılığıyla okul öncesine taşınması planlanıyor.
Dar gelirli ve yoksul ailelerin baş etmek zorunda olduğu tek güçlük gerici eğitim sistemi değil. “Gemicikleri” ve “ayakkabı kutularında dolarları” olmayanlar, emeği ile geçinenler borçlanarak eğitim öğretim yılının sonunu getirmeye çabalıyor.
Türkiye’de yoksulluk sınırı 4.400 lira ve asgari ücret 1.300 lira. Veliler bu koşullarda kıyafet parası, servis parası, kırtasiye masrafı derken paralı eğitim sistemiyle mücadele ediyor. Bir çok yerdeyse okul zili öğretmensiz çalıyor.
İlerici, demokrat ve emekten yana öğretmenlerin birçoğu olağanüstü halin karanlık ortamında düzenlenen KHK’lar ile açığa alındı. Bu koşullarda özel okula gidemeyen çocukları öğretmensiz sınıflar bekliyor.
Aydınlanmanın yerini karanlığın kapladığı, tarikatların ve cemaatlerin arzularını karşılayan ders programlarının yürürlükte olduğu eğitim sisteminin panzehiri laik ve bilimsel eğitimdir.
Laiklik, AKP diktasına karşı yükseltilecek mücadelede barikatın kurulması gereken öncelikli mevzidir ve eğitim alanındaki mücadele, laikliğin kazanılmasının vazgeçilmezidir.
Çözüm, eğitim sistemine yönelik piyasacı ve gerici topyekun saldırı karşısında eşit, bilimsel ve laik eğitimi savunmaktan, siyasal İslam’ın karanlığına karşı aydınlığın ve özgürlüğün ülkesini kurmaktan geçmektedir.
Çözüm, Haziran Türkiyesi'dir.’’
Üzerine ekleyeceğim çok söz yok. Gerçekten de, ülkede eğitim bütünlüğünün önemini AKP dönemlerinde daha iyi anladık ve gördük. Laik ve bilimsel eğitim temelinden uzaklaşılması halinde kimin ne yaptığının belli olmadığı müfredatlara tanık olduk.
O nedenle, cemaat ve tarikatların eline bırakılamaz dediğimiz laik ve bilimsel eğitimi yeniden kazanmak için mücadelenin tam sırası.