Erzurum’dan Gebze’ye geçim kaygısıyla göç bir ailenin oğlu olan iş adamı Hasan Mete, köyünün adını firmasına koydu ama köylüsü dahil tüm köylülerin köyünde kalmasını sağlayacak “Akıllı Cazibe Köyü” projesi bürokrasiye takıldı: Halbuki, devlet politikası olmalı
Seri röportaj - 1
Karani Sokağı sakinlerinden Zeynel Abidin Yalçın yıllar önce bildik nedenlerden ötürü eşi Ziynet hanım ile birlikte Dilovası'na göç etmiş. Aile yaşları 4 ile 18 arasında değişen, üçü kız, ikisi öğrenci beş çocuk sahibi. Büyük çocuklarından birinin ayağı problemli. İş bulduğu sürece sosyal güvencesiz olarak inşaatlarda çalışan Zeynel Abidin Yalçın, ramazandan bu yana boşta geziyor. Aile, Kaymakamlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan zaman zaman yakacak yardımı alıyor. Zeynel Abidin Yalçın yedi nüfusa bakabilmek için iş, kızı Hülya için gelecek istiyor..
https://www.birgun.net/haber/zeynel-abidin-7-nufus-icin-is-hulya-kizina-gelecek-istiyor-31847
Girizgahtaki sadece bu örnek bile köyünden, memleketinden ama geçim ama geçim ve yaşam gerekçesiyle göç edenlerin o göçünü durdurmanın, mümkünse tersine göçü başlatmanın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Tabi ki memleketlerinde geçimini sağlayacak imkânların sağlanması kaydıyla.
İÇ GÖÇ DE BİR MEMLEKET MESELESİ
Yakın tarihli bir reklam, propaganda sloganında yer aldığı şekliyle, eğitim ne kadar bir memleket meselesi ise memleketin doğusundan batısına iç göç de memleket meselesi. Hatta sınırları aşarak daha da batıya, yurt dışına sarkan ve “beyin göçü” denilen göç de bir memleket meselesi ama şimdiki konumuz, iç göç olan memleket meselesi.
MESELEYİ MESELE EDİNEN VATANDAŞ
AMA ETTEN DUVAR, BÜROKRASİ DE VAR
Ve memleket sorunlarının çözümüne fikir, proje üretip vaatte bulunmak sadece iktidarı muhalefeti ile siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin işi değil. Bu memlekette, memleket meselesini mesele eden vatandaşlar var. Ama bu memlekette bir de yılların alışkanlığı, hastalığı, bir türlü önlenemeyen “virüsü” var ki kamuda olsun, özelde olsun bürokrasi diye tanımlanıyor. O etten duvar, birçok projenin değil uygulanması hayata geçmesinin bile önünde engel.
DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMESİNİ İSTİYOR
Yoksa anne babasının geçim kaygısı nedeniyle ailesiyle birlikte Erzurum’dan Gebze’ye göç eden iş insanı Hasan Mete’nin “Şirketime ve bana değil ama elbette içinde yer alacak kişilere ekonomik kazanımları olacak sosyal sorumluluk projem” diye gururla tanımladığı, Devlet politikası haline gelmesini istediği, ama Devlet politikası olarak uygulanması bir yana pilot bir uygulaması için hiçbir şehirde henüz hiçbir kapının açılmadığı, “Akıllı Köyler Projesi” niye hayat bulmasındı. Hayat bulmadı çünkü, bürokrasi…
DEVLETE, MİLLETE ÇOK BÜYÜK FAYDASI VAR
Projesinden ötürü yerel basının yanı sıra ulusal basında da konu olan; eski Başbakan günümüz İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile yaptığı görüşmeye rağmen o duvarı yıkamayan iş insanı Hasan Mete ile hem projeyi, hem bazı memleket gerçeklerini konuştuk:
“Dünyada bütün örneklerini araştırarak Türkiye’de iç göçün önüne nasıl geçebiliriz, köyden kente değil de kentten köye göçü nasıl başlatabiliriz gibi ana düşünceler üzerinden bir proje geliştirdik. Ki projenin Devlet’e ve millete çok ciddi bir faydası var.
TÜRKİYE’NİN 500 YILINI KURTARACAK
En büyük faydalarından birisi, ters göçü başlatacak olması. İkincisi, doğrudan birbuçuk milyon kişiye istihdam sağlayacak olması. Üçüncü olarak ki en önemli noktalardan bir tanesi, 10 yıl süreli olan proje her yıl Türkiye ekonomisine bugünkü kur üzerinden 100 milyar Dolar getiri sağlayacak bir proje. Ve Türkiye’nin en az 500 yılını kurtaracak bir proje.
BİNALİ YILDIRIM’A DÖRT SAAT ANLATTIM
Ben bu projeyi 2020 yılının nisan ayında eski Başbakan, günümüz İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a açtım. Randevu talep ettim. 15 dakika randevu verdi. Ankara’daki evinde ağırladı ve yaklaşık dört saat beni dinledi ve projeye bayıldı. Ve hatta bana, ‘Hasancım, bu projeyle Türkiye’yi kurtarmışsın sen. Bizden, benden ne istiyorsun?’ dedi. Ben de kendisine bu projeyi Türkiye’ye yaymak istediğimi belirtip bunun içinde Devlet’in kademelerinin bana yardımcı olmalarını istediğimi söyledim. ‘Biz bunu tamamen nasıl Devlet politikası haline getirebileceğimizi sizinle tartışmaya geldim’ dedim.
ERZURUM’DA 4.5 SAAT
ANLATTIM. DÖNÜŞ OLMADI
Binali Yıldırım projeyi nerede gerçekleştirmek istediğimi sordu. Ben memleketim Erzurum’u istediğimi söyledim. Yıldırım, kendi memleketi Erzincan’ı önerdi. Fakat ben bu projeyi Erzurum’a götürdüğümde 4.5 saat boyunca Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ, dönemin Erzurum Valisi, belediye başkanları hepsi dinledi. Sunumun sonunda, ‘ Seni şehrin medarı iftiharı ilan ediyoruz. Heykelini dikip şehrin altın anahtarını vereceğiz’ dediler. Ben de kendilerinden o anlamda hiçbir şey istemediğimi, projenin hayata geçmesi için köyün arazi tahsisatının yapılmasını, ardından her şeyi benim yapacağımı söyledim. Fakat her ne hikmetse bir dönüş olmadı.
**
Hasan Mete Kimdir?
1976 yılında Erzurum’un merkezi ilçelerinden Aziziye’de, Büyükşehir statüsünden ötürü mahalleye dönüşen ve firmasına adını verdiği Gez Köyü’nde dünyaya geldi. Erzurum Endüstri Meslek Lisesi elektrik bölümü mezunu. 1989’da Gebze’ye göç etti.
Demir çelik/konstrüksiyon, inşaat, otomotiv ve demiryolu sektörlerinde ticaret ve üretimde faal Gez Grup Yönetim Kurulu Başkanı.
Grup bünyesinde Adana’daki Car Pro Otomotiv Sanayi A.Ş’de tamamen klasik haline gelmiş 1967 model Mustang, 1959 Chevy gibi eski Amerikan, Alman arabalarını alıp fabrikadan çıktığı hale getiriyorlar. Hasan Mete, Car Pro’yu, “Alanında Avrupa’nın en iyisi” diye tanımlıyor.
AKP Gebze’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Aydın Kocaman başkanlığındaki kurucu Gençlik Kolları’nda sosyal işlerden sorumlu başkan yardımcılığı yaptı. 2002 seçimleri sonrası istifa etti. 2010-2012 yılları arası Nusret Acur başkanlığındaki MHP Gebze İlçe Teşkilatı’nda başkan yardımcılığı yaptı.
Hiçbir SİAD veya hemşeri derneğine üyeliği yok.
Evli ve iki çocuk babası.
**
AKILLI CAZİBE KÖYÜ/ACK PROJESİ NEDİR?
Temelinde kamu-özel sektör ortaklığı olan, yerel hissedarların kendi istekleriyle, kendi gelecekleri konusunda her gün yaptıkları işi daha iyi yapabilmeleri için bir şirket altında birleştiği, devletin çeşitli mekanizmalarla destekleyerek 1000 farklı lokasyon için çoklayarak ilerleyebileceği serbest girişim projesidir.
Dünya ve Türkiye’de (Köy Enstitüleri) uygulamalarının başarılı yönleri incelendi. Gerek uluslararası gerek ulusal projelerden örnekler kullanıldı, hazırlanan projenin yüzde 23’lük bölümü dünyadan ve ülkemizde uygulanan/uygulanmış bölümler içeriyor. Yüzde 77’lik bölümü ise özgün. Proje bu biçimiyle Türkiye’de ilk özelliği taşıyor.
Proje dört temel taştan oluşuyor;
- Verimlilik esasına göre çalışan,
- Kendi enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından üreten,
- Bilimsel ve teknolojik uygulamaları takip eden,
- Hissedarlık ile çağdaş çiftçiliği birleştiren.
KİMLER FAYDALANABİLİYOR?
T.C. kırsal kalkınma hedeflerine uygun ve toplam hane sayısı 1000 olan, asgari 3, azami 10 köyü kapsayan daireyi içine alan bölgelerde kurulacak. Öncelikli hissedarlar, proje uygulanacak köylerin sakinleri olacak.
İkincil olarak; onların miras hukuku açısından kan bağı ile bağlı oldukları akrabaları, üçüncül olarak da; şehirde yaşayıp da böyle bir ekonomik ve sosyal aktivitede yer alarak ACK’da yaşamak isteyen her Türk Vatandaşı hissedar olabilecek.
Öncelikli olarak hinterlandındaki köylerin geleneksel olarak üretimini, yetiştiriciliğini yaptıkları, geçimlerini sağladıkları, ekonomik aktiviteyi ana iştigal, üretim konusu yapacak. (Temelde 4 tip tarım, hayvancılık, ormancılık ve kırsal turizm.)
Şirketin mülkiyeti, sayılı öncelikler esasına göre başvuran ve belirli bir öz sermaye taahhüdünde bulunacak şahıslara ait olacak.