Bizim kuşağımız köy enstitülerini görmedi.
Ancak köy enstitülü öğretmenler tarafından eğitildik.
Bana sorsalar Cumhuriyetin rönesansı nedir diye; Köy enstitüleri olduğunu söylerim.
Nedeni ise köy enstitülerinde okuyan çocuklar her öğretim yılında en az 25 ile 30 civarında roman okumak zorundaydı.
Şimdi ise kaç eve gazete ve kitap girmekte.
Elbette Türk edebiyatının seçkin isimleri bu şekilde ortaya çıktı.
Köy enstitülerinden mezun olan binlerce seçkin isim oldu.
Bunlardan hafızalarda kalan Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talib Apaydın, Mahmut Makal, Dursun Akçam ve Hatun Birsen Başaran ismini anmadan geçemeyiz Aşık Veysel’de köy enstitülerini dolaşıp öğrencilere bağlama çalmasını öğretiyordu.
Köy enstitüsü nasıl bir eğitim veriyordu; okullar yatılıydı üstelik kızlı, erkekli eğitim görüyorlardı.
Sabahın erken saatlerinde uyanan öğrenciler halk oyunları oynayarak sabah sporu yapardı.
Kahvaltı sonrası zorunlu “okuma dersi” vardı.
Matematik, fizik ve tarih en önemli derslerdi.
Daha sonra da sıra uygulamalı derslere gelirdi.
Bugün ise karma eğitim kaldırılsın diye kampanya yürütülüyor.
Yıl 1940-1946 arasında köy enstitülü öğrenciler binlerce dönüm tarlayı tarıma elverişli hale getirmişti ve üretim yapılmıştı.
Binlerce fidan dikimi 150’ye yakın inşaat, öğretmen evi, okul, yol gibi günlük ihtiyaçları karşılayacak çalışmalar öğrenciler tarafından yapılıyordu.
Bu şekilde yetişen tam 1308 kadın ve 15 bin 943 erkek toplam 17251 köy öğretmeni Türkiye’nin dört bir yanına ışık olmuştu.
Aradan tam tamına 61 yıl geçti.
Bu günkü eğitim sistemi ile o günkü köy enstitülerini karşılaştırdığımızda aradaki fark; köy enstitüleri üretim için eğitim yapıyordu.
Bu günki eğitim sistemi ise diplomalı işsizler yetiştirmeyi sürdürüyor.
Bir ülkenin gelişmişliği ve kalkınması eğitimle mümkündür.
Köy enstitülerinin kapatıldığı tarih 27 Ocak 1954.
Ne acıdır ki, geldiğimiz nokta cinci hocalardan medet uman, aşiret ve tarikat
reislerinden gelen öğütlere ve talimatlara göre yaşayıp giden.
Köyde yoksulluk ve cehalet diz boyu.
Şehirlerde ise varoşlarda yoksulluğa ve cehalete terk edilmiş milyonlarca insan...!
Geldiğimiz nokta burası.
Acaba geçmiş mi daha başarılıydı yoksa bugün ki durum mu...!