Lanetli Ev ve Zombi Sokağı romanlarının yazarı Ş. Serda Kayman:
RÖPORTAJ LEVENT ALTUN
Türkiye’de ilk korku komedi türünde roman yazan Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) İdari personeli Ş. Serda Kayman, korkuya olan tutkusunu kitaplara aktarıyor. Korku hayranlığının yıllar geçtikçe ‘korkutmaya’ dönüştüğünü ifade eden Kayman, Türkiye’de çok fazla yayın çıkarılmayan korku türünde iki romanı Zombi Sokağı ve Lanetli Ev’i yazdıktan sonra devamının geleceğini söyledi. Ş. Serda Kayman ile korku romanlarını ve yazarlık sürecini konuştuk.
+Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
-Sakarya’da doğdum. Moleküler Biyoloji mezunuyum. Şu anda Gebze Teknik Üniversitesi’nde çalışıyorum.
+Yazmaya ne zaman başladınız?
-Aslında liseden beri yazıyorum. Edebiyat ve kompozisyonu seviyorum. Çok okuyorum, okudukça da yazma gereği duyuyor insanlar.
+Zombi Sokağı ve Lanetli Ev. Türkiye’de özellikle de kadınların korku romanı yazmasına pek rastlanmaz, ne diyorsunuz bu konuda?
- Ben korku türünü seviyorum. Bütün korku filmlerini izlemişimdir. Benim en güzel hafta sonu anlayışım, eve kapanıp korku filmleri izlemek.
+İlk önce hangisini yazdınız?
-Zombi Sokağı’nı yazdım önce. 2013 yılında. Ardından Lanetli Ev’i yazdım. Ancak yayına önce Lanetli Ev, ardından Zombi Sokağı çıktı.
+Ne kadarlık bir zamanda yazdınız?
-Her ikisini de yaklaşık 1 aylık zaman içerisinde yazdım.
ZOMBİ ÇIKARSA, BEN KARŞILAŞIRIM!
+Zombi Sokağı romanında okuyucuyu neler bekliyor?
-Romanda Türk kahramanlar var. Tabi öncelikle inanmıyorlar zombilere. Ancak daha sonra karşılaştıklarında mücadele ediyorlar.
+Halk arasında özellikle kırsalda söylene gelen korku dolu efsaneler, birine musallat olan cinler, periler ve zombiler var. Bunları yazmak nasıl bir duygu?
-Bazı şeylerin gördüğümüzden ibaret olmadığını düşünüyorum. Evet bilimsel olarak yoklar ama herkesin inandığı bir yönü var tüm bunlara.
+Peki ya siz?
-(gülüyor) Eğer Türkiye’de zombi çıkarsa ben karşılaşırım mutlaka.
+Peki korkmuyor musunuz?
-Aslında çok korkuyorum ama hoşuma gidiyor ve ilgimi çekiyor.
+Bu romanda siz var mısınız?
-Aslında bu romanın karakterlerinden Neriman’ın bir yönü beni anlatıyor.
+Peki Lanetli Ev? Bu romanın ilham kaynağı nedir?
-Annemin köyü var, Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlı İlimbey köyü. Oranın çeşmesinin suyu biraz farklıdır, çarpar. İlham kaynağım bizim köyümüz.
+Biraz ipucu verir misiniz? Konusu ne?
-Bir çift köye dönüş yapıyor. Köyün suyu ile ilgili bir hikayeleri ortaya çıkıyor.
+Bu romanda sizden bir parça var mı peki?
-Bu romandaki Serda karakteri bana aşırı derecede benziyor. Kendinizden bir şey katıyorsunuz zaten romana.
+Romanları ne zaman yazdınız, ne zaman yayına verdiniz acaba?
-Her ikisini de 2013 yılında yazdım ve 2016’da yayınladım. Ocak ayında Lanetli Ev, Haziran ayında da Zombi Sokağı yayınlandı.
+Korku ile ilgili ne söylersiniz?
-Korku, insanları hayatta tutan ilk ve en güçlü dürtü. Korkuyu severim.
+Arkadaşlarınız romanları okuyunca tepkileri nasıl oluyor, korkuyorlar mı?
-(gülerek) Evet, bazıları çemkiriyor bana, senin yüzünden uyuyamıyoruz diye.
+Kitaplarınızda sadece korku mu var?
-Hayır, korku-komedi ağırlıklı. Hatta komedi yanı daha ağır. Birbirinden ilginç karakterler var romanlarımda.
+Başka kitap projeniz var mı?
-Zombi Sokağı’nı seri olarak devam ettirmeyi düşünüyorum. Yani insanları korkutmaya devam edeceğim. Tabi ki romandaki karakterleri daha çok süründüreceğim (gülerek) Ayrıca 7-11 yaş arasındaki çocuklara yönelik fantastik ve macera romanları yazıyorum. Çocukluğumdan harmanladığım anılarım da yer alacak bu seri kitaplarda.
FİLMLERİNİ İZLEMEK İSTİYORUM
+Korku romanı yazarken ne hissediyorsunuz?
-Çok keyif alıyorum. Gerçekten o karakterler varmış ve ben de dışarıdan izliyormuşum gibi geliyor.
+En çok okuduğunuz kitap ve izlediğiniz filmler korku türünde dememe gerek yok sanırım?
-Evet. Kitap alırken elim hep korku-gerilim ya da fantastik romanlara gider. Özellikle de Stephen KING romanlarına. Bir deyiş vardır, ne yerseniz ona dönüşürsünüz. Aynı şey zihninizi beslerken de geçerli bence. Ben korku-gerilim türünde romanlar okudukça hayal gücüm giderek beslendi. Sonunda kafamın içinde küçük küçük hikayeler, nereden çıktığı belli olmayan karakterler koşuşturmaya başladı. Bir zaman sonra artık yerleri dar gelmiş olacak ki kalemime musallat oldu haylazlar.
+Yazdığınız romanları film olarak düşündünüz mü hiç?
-Kesinlikle. En büyük hayalim de bu. Zombi Sokağı ve Lanetli Ev'in film senaryosuna dönüştürülmesi ve beyaz perdeye aktarılması ile ilgili planlarımız var.