Komşusuzluğa doğru !

 

 

Türkiye’nin durumu, komşularıyla ilişki açısından içler acısı.

Dış politikayı temellendiren değişmez ilke ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’, emperyalizmin yeni dönem kurgusu ve o politikaların ülkemizdeki uygulayıcısı AKP’nin ırkçı-gerici tercihleri dolayısıyla, ‘’yurtta yalnızlık, cihanda yalnızlık’’ halini aldı.

Türkiye, bu garip dış politika sebebiyle, güneyde ‘kalan’ komşularıyla da köprüleri atmaya doğru gidiyor. Bir yandan İran’da Türkiye karşıtı hutbeler okutulurken, diğer yandan Irak’ta Türkiye bayrağı yakılıyor.

Kısaca, Ortadoğu’da etkin rol almak adına yapılan hamleler, ilişkilerin gergin de olsa sürdüğü güney komşularla köprüleri tamamen atma nedeni haline dönüşüyor.

İran’da il merkezlerindeki Cuma imamlarının konuşmalarına bakınca, şaşırmamak mümkün değil. Çünkü, o imamlar, bizzat ülke lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafında atanır. Hamaney’i temsil etmeleri bakımından resmi düşünce sayılmalıdır ve oldukça önemlidir.

Tahran Cuma imamı Hüccetül İslam Kazım Sadıki, Türkiye’ye bağlı askerlerin Musul’da bulunmasını değerlendirerek, “Bunu kınıyoruz. Türk makamları düşmanı sevindiren ve kendi devletlerini zayıflatacak bu tip hareketlerden vazgeçmeliler “ demiş.

Hamedan kenti imamı Ayetullah Muhammedi, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle ilgili “Türkiye, Rus uçağını hedef alarak kendini sefalete düşürdü” ifadesini kullanmış.
Gazvin kenti imamı Ayetullah Abdülkerim Ağabeydini de, Türkiye’nin Irak toprağını ihlal ettiğini söyleyip, şu ifadeleri kullanmış: “Türk makamlarının İran’la ilgili kullandığı ifadeler, Ankara’nın yaptığı yanlışların devamıdır. Türkiye, daha Rusya yanlışını düzeltmeden başka yanlış hareketler başlatmıştır ve bundan pişman olacaktır.”

Reşt kenti imamı Hüccetül İslam Gulamrıza Şefizade, Batı’nın Irak’ta Türkiye için tuzak kurduğunu savunup, “Bölge yeni olaylara gebe gibi görünüyor. Özel dikkatle Batının planları suya düşürülmeli” demiş.

Mahellat kenti imamı Hüccetül İslam Mehdi Rebani ise “Rusya düşürülen uçağı konusunda soğukkanlı davranmasaydı bölge ateş çemberine dönüşürdü. Türkiye’nin Musul’da asker bulundurması ise IŞİD’i desteklemeye yöneliktir “ diyerek, tarihi bir suçlamaya imza atmış…

Bu kadarı yeter. Bu fetvaların içinde Mahellat kenti imamının ‘’ Türkiye’nin Musul’da asker bulundurması ise IŞİD’i desteklemeye yöneliktir’’ sözü önemsenmeli ve iyi tahlil edilmelidir.

Türkiye IŞİD terörüyle mücadele konusunda ne kadar samimidir ?

Türkiye, bu alanda dünyanın sıkıştırmasına karşın ne tür bir manevra yapmaktadır ?

AKP’nin bu dış politikası, yakın gelecekte bizim topraklarımızı da kapsayan ‘’Kan gölüne dönmüş bir Ortadoğu çemberi’’ olarak anılmaya başlayacak mı ?

Bu muhtemeldir, çünkü, Irak’ın başkenti Bağdat’ın merkezinde bulunan Tahrir Meydanı’nda Şii milis güçlerince düzenlenen gösteriye katılan yüzlerce kişi Türkiye karşıtı slogan atıp, Türkiye bayrağı yakıyor.

Yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin Musul’daki askeri varlığına değinerek, “Irak’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünü hedef alan her projeye karşı mücadele edeceğiz” deniliyor.

Çok açık değil mi ?

Türkiye olarak, etrafımıza ‘düşmanlık tohumları eken’ bir görüntüye sahibiz. Sonuç olarak, komşusuzluk ve  yalnızlaşmaya doğru koşar adım gidiyoruz.