Kobane’deki son durumu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) yayımladığı kapsamlı rapordan öğrendim.
Bilindiği üzere, Kobane, IŞİD'in acımasızca saldırısına uğrayan bir bölge. Saldırının ardından sınırdaki durumu gözleyen SES heyetinin hazırladığı raporda, sınırı geçmek isteyenlere yönelik müdahalelerde biber gazı ve gerçek mermi kullanıldığına yer veriliyor.
Yaralı yurttaşların tedavisi için bölgede olan sağlıkçıların, güvenlik güçlerince zaman zaman engellendiği iddiası ise raporun en çarpıcı bölümü.
21 Eylül Pazar günü sabahtan itibaren sınıra ulaşan Rojavalıların geçişine izin verilmedi ve ardından yaşanan çatışmada zaman zaman gerçek mermi kullanıldığı da rapora yansıyan başka bir gerçek.
Suriyeliler’in durumu…
Suruç'ta bulunan Suriyelilerin durumu da rapora yansımış, şöyle ki:
"Ambarlarda, taziye evlerinde, parklar ve evlere dağılan göçmenlerle birlikte Suruç Merkezinde 10 binin üzerinde kişi bulunmaktadır. Mevcut durumda bulunan ortamlar çok sağlıklı değil. Çevrede yoğun bir çöp bulunmakta. Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ve camilerin tuvaletleri çok kötü, sabun bile bulunmuyor. Yemek sorunu çözülmeye çalışılıyor. Su pet şişelerde verilmekte ve bu şişelerde büyük bir kirlilik oluşuyor.
Yatmak, yerlere serilen battaniye ve halılar sayesinde olabiliyor.’’
Raporda, havanın önümüzdeki günlerde soğumasıyla birlikte sorun oluşabileceği uyarısı da yer alıyor.
SES’in raporda yer alan sorun çözümüne ilişkin, önerileri de şöyle:
-AFAD ve belediyenin başlatmış oldukları çadır kent çalışmaları sonuçlandırılmalıdır. Mevcut durum sürdürülemeyecek kadar kötüdür.
-Temiz su ve gıda ihtiyacı sağlanmalıdır. Sürekli olarak göçmenlerin bulunduğu ortamın temizliği yapılmalıdır. Hijyen malzemeleri sağlanmalıdır.
-Sınırlar açılmalıdır. Sınırda geçenlerin güvenlik görevlerince minibüslere gizlice bindirilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Çünkü bu durumda en önemli şey güvendir. Bunu da, ancak onunla aynı dili kullanan ve aynı duyguyu paylaşanlarla kucaklaşması gerekir.
-Yıllardır kapalı bulunan sınır kapısı açılarak insani yardım ve sağlık hizmetlerin ulaşması sağlanmalıdır. IŞİD saldırıları sonucu yaralananlara öncelikle sınırın öbür tarafında müdahalede edecek ekipman ve malzemenin gitmesi sağlanmalıdır.
Bu öneriler dikkate alınırsa, bölge insanının yaraları daha çabuk sarılır.
Bölgeye yönelik mevcut politikaların sonucu olarak, yaşanan olaylara kalıcı ve barışçıl bir çözüm getirmek de, neredeyse olanaksız görülüyor. Bu yüzden, bölgeye ve yaşanan gelişmelere yönelik olarak izlenen politikanın tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Çünkü, bölgenin daha insan odaklı politikalara ihtiyacı var…