Yeni bir yılı karşılamak için başlatılan bürokratik çalışmalar içerisinde öne çıkan iş, her zaman olduğu gibi ülkenin yıllık bütçesidir. Yani, 2015 yılı bütçesi, şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.
Maliye Bakanlığı, 2015 yılı bütçe tasarısını TBMM’ye sundu bile. O tasarıya bakıldığında, 2014'te 266 milyon 500 bin TL olan Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 397 milyon TL olarak planlandığı görülmektedir.
Yani Yüzde 48.97 bir artış olmuştur.
Oysa, cumhurun kendisi olan halkımızın önemli bir bölümünü tarif eden kamu çalışanları ve aileleri ise yüzde 3+3’lük ücret artışlarına mahkum edildiği ortadayken, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 48.97’luk artışını izah edebilecek bir yöntem var mı ?
Demek ki, AKP hükümeti, bütçede paylaşım yaparken, bir kişiye dokuz simit, başka dokuz kişiye ise bir simit verilmesini uygun buluyor. Bu nasıl bir bölüştürme ? Görülen o ki, iktidar, haksızlık ve adaletsizlikte sınır tanımıyor.
Gerçek şudur;
2014’ü yandaş ‘sarı sendika’ ile birlikte kamu çalışanına zehir eden hükümet, 2015’te yapılacak zamla da bu zulmü devam ettirme gayretinde olacak. İşte taslak bütçe, bunun açık göstergesidir. Bu bütçede kamu çalışanı, işçi, emekli, işsiz, yoksul yine yoktur. Bunların tümüne her zaman olduğu gibi sefalet adres gösterilmiştir.
Öyleyse, bu bütçe kimin bütçesi ?
Bu yıl 10.5 milyar lira olarak gerçekleşmesi beklenen damga vergisi gelirleri, gelecek yıl yüzde 10.6 artışla 11.6 milyar lira olarak öngörülüyor.
Bu yıl 14.1 milyar lira olarak beklenen harçlardan elde edilecek gelirlerin 16 milyar liraya çıkması düşünülmüş.
Bu yıl yaklaşık 8 milyar civarında olması beklenen para cezalarının, gelecek yıl 9 milyar liraya çıkacağı öngörülüyor.
Yine yaklaşık 2 milyar TL civarında olması beklenen trafik cezalarına gelecek yıl için 2.8 milyar liralık gelir hedefi koyulmuş.
Tapu harçları gelirinin yüzde 15 oranında artıp 8.5 milyar lira seviyesine çıkacağı da öngörülmüş.
Net olan şu;
Tüm bu ceza ve vergilerden gelecek paralar, yani vatandaşın cebinden çıkacak paralarla bütçe tasarlanmış. ‘Daha çok vergi, daha çok ceza ödeyeceksiniz’ demeye getiriyorlar.
Sadece adalet mekanizmasındaki adaletsiz gelir dağılımına dikkat çekmek bile bu bütçenin kimin bütçesi olduğunu anlamak için yeterli olacaktır.
Köle düzeninin korunması için sermayenin çıkarlarını savunacak savlar hazırlayanlarla, o savları dikkate alıp ceza verenlere yapılan ücret zamları (1155 TL) ile adalet dağıtan bu mekanizmadaki diğer çalışanlara uygun görülen zamlar, ‘adalet duygusunu zedeler’ niteliktedir.
Kamu çalışanlarının bir kısmına ‘’ballı kaymak ikram ederken’’ 2 milyonun üzerindeki diğer kamu çalışanlarına ise ‘’yavan ekmeği’’ yeterli gördü.
Öyleyse, bu bütçe halkın bütçesi değil, olamaz…
Bu bütçe, kar hırsıyla çalışanını gözünü kırpmadan ölüme gönderebilen sermaye gruplarının, taşeronların bütçesidir.