Kim Akıllı Kim Deli?

Tuncer Altunbulak

 

Sokaklar sürprizlereler doludur. Sokakta yürürken bir arkadaşın anlattığı komik bir fıkraya gülmeye başladım. Sokağın ortasında sokaktakilerinde bazıları benim gülmemi komik bulup bana gülüyordular. Dünya kadar derdin sorunun ve sıkıntının içinde hoş bir ortam yaratmıştım. Az sonra arkamdan bir elin sert bir biçimde sırtıma dokunana kadar…  Geri döndüm baktım orta yaşlı suratının her yanı yaralı bana öfkeli öfkeli demin neden güldün bana? Beni nerden tanıyorsun? Bu sokakta gülünecek biri varsa o da sendin. Sonra sinirli sinirli yürüdü gitti. Adam delinin teki. Öyle olduğum yerde 10 dakika çakıldım kaldım… Bazen insanın aklına gelmeyecek işler başına gelir.

Ben zaten evhamlı sıkıntılı zor zor yaşamaya çalışan biriyim. Ayda yılda denk geldi bir kez güldüm. Adam güldüğüme pişman etti, adam paranoya. O kadar insanın içinde kendisine güldüğümü alaya aldığımı hangi sezgiyle sezdi, hangi akılla anladı, hangi gözle gördüyse tıp dilinin kişilik parçalanması. Ön yargı diyorlar böylesi durumlara. Adamdan ayrıldıktan sonra Kafka’nın sevgilisi Milana’ya yazdığı mektupta söylediği sözler geldi aklıma. Milan’a sen başkasın. Kendisini kast ederek hasta bir adamı sevebilecek kadarda hastasın der… Adamın son söylediği sözler dehşet vericiydi. Tehditkâr bir biçimde ‘Sen beni tanımasın ben çok önemli biriyim.’

Adamın gerçekten deli ve iyi bir tedaviye ihtiyacı var. Böyle insanlar hiç yoktan gaipten sesler duyarlar. Devamlı hayal görürler. Çoğu romantik ve hayalperesttir… Bu hayalleriyle konuşurlar, sualler sorarlar. Bununla da kalmaz, cevaplarda alırlar. Gerçi bende tekin biri değilim, tek de değilim. Benimde içimde paranoya dürtüleri olan kişiliklerim var. Mazoşist ve sadist olanlarım var. Bu tür derinliği olan sözler duygular konuşmazlar. Dilsizdiler… Hiç değilse ben tedavi gördüm, çok faydasını gördüğüm bir tür tedavi yöntemi vardı. Bu yöntemi 1920’lerde Moreno isimli bir ruh hekimi geliştirmiş. Psikolojik oynarlar yine hastalardan oluşmuş. Kalabalık bir grupta seyirci yerinden onları izlerler bir çeşit. Tuluat Tiyatrosu biçiminde oyun ilerledikçe oyuncularla seyirciler birbirine karışır. Serbestçe birbirlerine arzularını, isteklerini konuşur tartışırlar. Buradaki amaç hastaların serbest tedavi yoluyla şuur altı takıntılarını boşaltmaktık… Dünyadaki en zor sorulardan biride kim akıllı, kim deli sorucudur. Bence kendisini akıllı sananlar başkalarına deli falan demesinler…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.