KENT SERİSİ 51: UNESCO'nun Dünya Mirası Kenti Safranbolu

Dilek ALP

17 Aralık 2023 tarihinde Safranbolu kenti yaşayanları ve Safranbolu kent yöneticileri çok değerli bir etkinliğe ev sahipliği yapacaklar. UNESCO'nun 17 Aralık 1994'te Dünya Miras Listesi'ne aldığı Safranbolu, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125'ini barındırması ile çok önemli. Bu nedenle, kentin tamamı müze kent durumunda.

Bu kent için “Üç Yıldızlı Kent” yakıştırmasını yapmışımdır her zaman. Gastronomi dünyasının en saygın ve zorlu kategorilendirilmesi olan Michelin Yıldızlarına benzetme sebebim de aynı zor yollara sahip oluşları belki. O kadar hassas uzun değerlendirmeler ve katı adımlar izleniyor ki seçimler esnasında, bugün biraz da bunlardan bahsetmek istedim. Bu listede yer almak kadar bu değerlendirmeyi korumak da bir o kadar önemli tabii. Burada kent yöneticileri önemli bir role sahip durumda.

Dünya Mirası listesine aday olmak, kriterleri tamamlamak, kenti koruma becerisine sahip olmak ve listede yer almak oldukça sancılı bir süreç. Bu hafta Safranbolu Belediyesi ve değerli Belediye Başkanı Mimar Elif Köse’nin koordinasyonunda gerçekleşecek olan Dünya Mirası Listesinde yer almanın 29. yılı önemli ve değerli konuklar ile dikkat çekecek. Tarihçi Sayın Prof Dr. İlber Ortaylı bu zorlu sürece dair bilgi verirken, Kent Bilimci Sayın Prof. Dr. Ruşen Keleş kent koruma kültüründe yerel yöneticilere düşen sorumluluklara değinecek. Mimar Sayın Prof. Dr. Özlem Karakul ise UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Somut Kültürel Miras Komitesi Üyesi olarak UNESCO’nun bu konuya bakış açısını anlatacak. Şimdiden kendilerini kutluyor ve daha nice kentimize ilham olmasını diliyorum.



UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak atanmak, belirsiz bir harabeyi, kentleri veya jeolojik farklılıkları önemli bir turistik cazibe merkezi olarak uluslararası üne kavuşturabilir. Tüm insanlığın iyiliği için kurtarılması gereken yerleri koruma fikri 1950'lerde doğdu. O dönemde Mısır'da baraj inşaatı nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Abu Simbel Tapınaklarının korunması görevini Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) üstlendi. UNESCO, tapınakları daha yüksek yerlere taşıyarak kurtaran dünya çapında bir kampanya başlattı. Benzer şekilde önemli gezegen hazinelerinin bir listesini oluşturma fikrinin tohumu bu dönemde atıldı.

Hem kültürel korumanın hem de doğa korumanın tanınması fikri muhtemelen ilk kez resmi olarak ilk kez 1965'te, "Dünyanın muhteşem doğal ve doğal alanlarını ve tarihi alanlarını dünyanın bugünü ve geleceği için" korumak için bir "Dünya Mirası Vakfı" çağrısında bulunan bir ABD konferansında ilan edildi. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği 1968'de benzer öneriler yayınladı. Bu ikili öneriler 1972'de Stockholm'deki Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı'na sunuldu ve tüm taraflarca kabul edilen tek bir metinde birleştirildi. Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına İlişkin Sözleşme, 16 Kasım 1972 tarihinde UNESCO Genel Konferansında kabul edildi. Sözleşme, 17 Aralık 1975 tarihinde yürürlüğe girdi.

Yalnızca doğal ve kültürel miraslarını korumayı taahhüt eden Dünya Mirası Sözleşmesini imzalayan ülkeler, kendi topraklarındaki varlıkların UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmesi için adaylık teklifinde bulunabiliyor. Seçim süreci temel olarak beş adımdan oluşuyor. Bunlar Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:

1 – Geçici Liste
Bir ülkenin atması gereken ilk adım, sınırları içinde yer alan önemli doğal ve kültürel miras alanlarının “envanterini” çıkarmaktır. Bu envanter, Geçici Liste olarak bilinir ve bir Taraf Devlet'in önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde kayda alınmak üzere sunmaya karar verebileceği ve herhangi bir zamanda güncellenebilecek mülklere ilişkin bir tahmin sağlar. Bu önemli bir adımdır, çünkü Dünya Mirası Komitesi, varlık Taraf Devletin Geçici Listesine dahil edilmemişse, Dünya Mirası Listesine kaydedilmek üzere bir adaylığı değerlendiremez.

2 – Adaylık Dosyası
Bir Taraf Devlet, Geçici Liste hazırlayarak ve bu listeden alanları seçerek adaylık dosyasını ne zaman sunacağını planlayabilir. Dünya Mirası Merkezi, mümkün olduğu kadar kapsamlı olması gereken bu dosyanın hazırlanmasında, gerekli belge ve haritaların dahil edildiğinden emin olarak Taraf Devlete tavsiye ve yardım sunmaktadır. Adaylık, incelenmek ve eksiksiz olup olmadığının kontrol edilmesi için Dünya Mirası Merkezi'ne sunulur. Adaylık dosyası tamamlandıktan sonra Dünya Mirası Merkezi, dosyayı değerlendirilmek üzere ilgili Danışma Organlarına gönderir.

3 – Danışma Organları
Aday gösterilen bir varlık, Dünya Mirası Sözleşmesinin yetkilendirdiği iki Danışma Organı tarafından bağımsız olarak değerlendirilir: Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Dünya Koruma Birliği (IUCN). Üçüncü Danışma Organı, Komite'ye kültürel alanların korunması ve eğitim faaliyetleri konusunda uzman tavsiyesi sağlayan hükümetlerarası bir kuruluş olan Uluslararası Kültür Varlıklarının Korunması ve Restorasyonu Çalışma Merkezi'dir (ICCROM).

4 – Dünya Mirası Komitesi
Bir alan aday gösterilip değerlendirildikten sonra, bu alanın kaydedilmesiyle ilgili nihai karar hükümetler arası Dünya Mirası Komitesi'ne düşüyor. Komite yılda bir kez toplanarak hangi alanların Dünya Mirası Listesine kaydedileceğine karar verir. Ayrıca kararını erteleyebilir ve Taraf Devletlerden siteler hakkında daha fazla bilgi talep edebilir.

5 – Seçim Kriterleri
Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilebilmek için alanların olağanüstü evrensel değere sahip olması ve seçim kriterlerinden en az birini karşılaması gerekir.

Dünya Mirası Listesi'ne seçilme kriterleri nelerdir?

Seçim kriterleri en son 2005 yılında değiştirilmiş ve aşağıdaki 10 kriter kabul edilmiştir. Aday gösterilen alanlar "olağanüstü evrensel değere" sahip olmalı ve aşağıdakilerden en az birini karşılamalıdır:

(i) İnsanın yaratıcı dehası: İnsanın yaratıcı dehasının bir başyapıtını temsil etmek;

(ii) Değer alışverişi: Mimarlık veya teknoloji, anıtsal sanatlar, şehir planlama veya peyzaj tasarımı alanlarındaki gelişmeler üzerine, belirli bir zaman diliminde veya dünyanın bir kültürel alanında önemli bir insani değer alışverişini sergilemek;

(iii) Kültürel geleneğe tanıklık: Kültürel bir geleneğe veya yaşayan ya da yok olmuş bir medeniyete benzersiz veya en azından istisnai bir tanıklık sunmak;

(iv) İnsanlık tarihindeki önemi: İnşaatında ki önemli aşamaları gösteren bir bina tipinin, mimari veya teknolojik bütünün veya peyzajın olağanüstü bir örneği olmak.

(v) Geleneksel insan yerleşimi: Bir kültürü (veya kültürleri) temsil eden geleneksel insan yerleşimi, arazi kullanımı veya deniz kullanımının olağanüstü bir örneği olmak veya özellikle geri dönüşü olmayan değişimlerin etkisi altında savunmasız hale geldiğinde çevreyle insan etkileşimi;

(vi) Evrensel öneme sahip olaylarla ilişkili miras: Olaylarla veya yaşayan geleneklerle, fikirlerle veya inançlarla, sanatsal ve edebi eserlerle doğrudan veya somut olarak ilişkilendirilmek olağanüstü evrensel öneme sahiptir.

(vii) Doğal güzellik: Olağanüstü doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip alanları içerir;

(viii) Dünya tarihinin önemli aşamaları: Yaşamın kaydı ve gelişiminde devam eden önemli jeolojik süreçler de dahil olmak üzere, dünya tarihinin önemli aşamalarını temsil eden olağanüstü örnekler olmak, önemli jeomorfik veya fizyografik özellikler;

(ix) Önemli ekolojik ve biyolojik süreçler: Karasal, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemlerinin evrimi ve gelişmesinde devam eden önemli ekolojik ve biyolojik süreçleri temsil eden olağanüstü örnekler olmak, ve bitki ve hayvan toplulukları;

(x) Biyoçeşitlilik için önemli doğal yaşam alanı: Olağanüstü evrensel değere sahip tehdit altındaki türleri içerenler de dahil olmak üzere, biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için en önemli ve önemli doğal yaşam alanlarını içerecektir bilim veya koruma.

UNESCO tarafından 17 Aralık 1994'te Dünya Mirası Listesi'ne alınan, ahşap evleri, cami, han, hamam, çeşme, türbe ve lonca çarşıları gibi tarihi yapılarıyla ünlü Karabük'ün Safranbolu ilçesi, 29 yıldır dünyanın her yerinden binlerce ziyaretçi ağırlıyor.

Tarihi yapıları korumadaki başarısı nedeniyle "Korumanın başkenti" unvanıyla da anılan, Osmanlı döneminden kalan han, hamam, cami, çeşme ve köprülerin yanında, 18. ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında genellikle üç katlı, 6-8 odalı, ihtiyaçlara uygun tasarlanmış, estetik biçimde şekillendirilmiş geleneksel konakların bulunduğu ilçenin kaderi, adeta "dünya mirası" olmasıyla değişti. Yukarıda bahsettiğim kriterlere sahip olmanın yetmediği, tüm bunların korunma zorunluluğu olduğu bu süreci başarıyla tamamlamak ve devamını sağlamak oldukça değerli. İşin bu bölümünde kent yöneticilerinin konuya duyarlılık ve bilgilerinin önemi ortaya çıkıyor. Bu nedenle mimar olan Sayın Elif Köse’nin Safranbolu Kenti belediye başkanlığı, benim mesleki değerlendirmelerimde çok önemli ve kıymetli yer alıyor. Kent yöneticilerinin koruma kültürüne saygılı ve kent planlaması ekolüne sahip olmasını önemsediğimi her fırsatta savunurum. Bu anlamda mimar bir belediye başkanı liyakatli bir yaklaşım.

UNESCO kimliğiyle birlikte Türk kent kültürünün en önemli yapı taşları olan anıtsal eserlerin restore edildiği, kaybolmak üzere olan el sanatlarının canlandırıldığı, mutfağı ile dikkat çeken ve safran bitkisi ile dünya da önem kazanan Safranbolu, dünyanın "en iyi korunan ilk 20 kenti" arasında. Türkiye'nin kent ölçeğindeki tek "dünya mirası" olma özelliğini taşıyan binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayarak ülke ekonomisine önemli bir katkı sunan Safranbolu, gelecek kuşaklara korunarak aktarılmaya devam ediyor.

Osmanlı mimarisini, şehir hayatını ve kültürünü yansıtan geçmişin tüm izlerini geleceğe başarıyla taşıyan bu kenti, duyarlı ve bilgili kent yöneticilerini ve kentine sahip çıkan korumacı Safranbolu halkını minnetle kutluyorum.