’Turgut Uyar, 1927 yılında Ankara da doğdu. Bursa Askeri Lisesi'ni 1946, Askeri Memurlar Okulu'nu 1947 bitirdi. Ardahan Posof, Samsun Terme ve Ankara'da subay olarak görev aldı. Ordudan ayrılınca da sivil görevlerde çalıştı, emekliye ayrılıp 1969 yılında İstanbul'a yerleşti.
İlk şiiri Yedigün dergisinde 1947 yılında çıkmıştı. Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında ‘’Arz-ı Hal’’ şiiri ikincilik kazanınca Nurullah Ataç'ın güvendiği şairler arasına girdi. İlk dönem şiirlerinde kişisel yaşantılarının ve çevresinin izdüşümleri üzerinde durmuştu. Sonraları toplum ve törelerle çatışan bireyin sarsıntısı diyebileceğimiz şiirler yazdı.
1950 sonrası şiirimizin biçim ve öz bakımlarından yenileştirilmesiyle İkinci Yeni'nin ilk akla gelen şairlerinden; deneme ve yorumlarıyla da günümüz Türk şiirini anlayışla, yetkili değerlendiren yazarlarımızdan biri oldu.
Çağdaş şairlerimiz üzerine yazdığı yazıları ‘’Bir Şiirden’’ adlı kitapta toplandı. Kendisi için yazılan eleştiri yazıları ‘’Sonsuz ve Öbürü’’ başlığı altında yayınlandı. Şiir kitapları: Arz-ı Hal (1949), Türkiyem (1952-1963), Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959), Tütünler Islak (1962), Her Pazartesi (1968), Divan (1970), Toplandılar (1974), Kayayı Delen İncir (1982) Dün Yok mu (1984) yıllarında yayımlandı.
‘’Tütünler Islak’’ kitabı 1963 yılında Yeditepe Şiir Armağanı'nı, ‘’Kayayı Delen İncir’’ de Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü kazandı. ...’’
‘’Kayayı Delen İncir’’ kitabını geçtiğimiz günlerde edinerek okudum.
Kim tarafından kaleme alındığı belli olmayan kitap tanıtım yazısında ‘’Kayayı Delen İncir’’ için şöyle deniliyor. ‘’Kitap, 1982 yılında çıkmış şiir kitapları arasından seçilerek Necatigil Şiir Ödülü’ne değer görülmüştü. Kayayı Delen İncir, 12 Eylül öncesi ve sonrası öne çıkan sorunlar ve duyarlıklar gereği, şairin önceki hiçbir kitabında rastlanmayacak ölçüde “yüklü” bir toplumsal içeriğe sahiptir. Ancak dönemin şairlerinden farklı olarak Turgut Uyar bunu şiir dilinden, estetik yaklaşımından ödün vermeden, yani şiirini slogan söyleyişe alet etmeden gerçekleştirmiştir.’’
Bu, kim tarafından yazıldığı belli olmayan kitap tanıtım yazısına itiraz ediyorum. Daha 12 Eylül’e ‘’darbe’’ diyemeyen kişi yada yayınevi Turgut Uyar’ın toplumsal duyarlılık taşıyan kimi şiirlerine karşılık, dönemin yani zannederim toplumcu şairlerin ‘’şiir dilinden ve estetikten uzak olduğunu ve şiirlerini slogan söyleyişe alet ettiklerini’’ iddia edebiliyor.
Yazımı Turgut Uyar’ın bir şiir hikâyesi ile sonlandırmak istiyorum.
Sol ve Dost yayınevinin kurucularından İlhan Erdost edebiyat çevreleri tarafından çok sevilen bir yayıncıydı ve 12 Eylül darbesi sonrası gözaltına alınıp işkencede öldürülmesi büyük bir acı yarattı. Bu acı çok sayıda şiire yansıdı. İkinci yeniden toplumcu gerçekçi akıma kadar onlarca şair onun ardından en güzel şiirlerini yazacak, onu ölümsüz kılacaktı.
Turgut Uyar’da onlardan biriydi. ‘’Kayayı Delen İncir’’ kitabında yazdığı ve ‘’Gülün Kanından’’ adını verdiği şiirinde arkadaşına ‘’kendi mezarında kendi açan bir güldü ilhan’’ diye seslendi.
gülsuyu, gülün kızkardeşi özbeöz / bir buğu olarak tenlerde uçuşan
gülyaprağı, gülün çocuğu özbeöz / yaşarmış gibi hep kendi okşanan
güldalı, dikenli ama güllü / ince dirençli ve kahraman
yeni bir soydandı yepyeni / kendi mezarında kendi açan bir güldü ilhan
sabah da kırmızı akşam da kırmızı / hep kırmızı kalacak solmadan
evet “süslü püslü ve şık bir bayan” / en güzel reçelleri yapıyormuş gülün kanından