Pazar günü Emeğin Partisi Gebze örgütü tarafından düzenlenen söyleşiyi izledim.
Katılım oldukça nitelikliydi.
Konuşmacı, Evrensel gazetesinin köşe yazarı İhsan Çaralan’dı.
Konu kardeşlik üzerineydi.
Ortadoğu’da yaşanan kirli savaşın izleri üzerine söylenecek o kadar çok söz vardı ki; hangisinin daha öncelikli olduğu konusu üzerinde duruldu.
Suriye ve Irak’ta yaşanan IŞİD terörü küresel emperyal güçlerin yeni bir oyunu olduğu bilinen bir gerçek.
Türkiye 80 yıllık yurtta sulh cihanda sulh politikasından vazgeçti.
Sıfır sorunlu komşuların hepsiyle sorunlu hale geldi.
Ortadoğu’da yaşanan göç dalgasını sınıfsal yönleriyle ele alan İhsan Çaralan Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan Türkiye’ye göç eden insanların büyük çoğunluğunun geri dönmeyeceği üzerinde durdu.
Rojava ile Filistin’de yaşanan katliamlara karşı çıkmak insanlık görevidir.
Her iki bölgede empreyal güçlerin destek verdiği, göz yumduğu çeteler acımasızca katliam yapmakta.
Gelelim Türkiye’nin Suriye politikasına…
Esad’ı iktidardan düşürmek için başlatılan kışkırtma politikaları devasa sorun haline geldi.
Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki yaşamları, karşılaştıkları zorluklar üzerinde duruldu.
Ayrıca panelde mezhep çatışmasına, işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa karşı ortak mücadele vurgusu yapıldı.
Elbette bu çağrıyı hayata geçirmek kolay değil.
Bir tarafta işini kaybetme korkusu yaşayan işçiler, diğer tarafta ise kendisine iş alanı açılmasını bekleyen Suriyeli göçmen işçiler.
Her şey bıçak sırtında duruyor.