Türkiye Sosyalist hareketinin tarihine bakarsak mücadelenin kültür ve sanatla harmanlandığını görürüz. Nâzım Hikmet, Kırk kuşağı şairleri, dönemin yapılan edebiyat tartışmaları… 1968 gençlik hareketi ile başlayan ve emek hareketlerinin gelişimi ile devam eden yıllarda kurulan İşçi koroları, işçi folklor grupları, tiyatro toplulukları, çıkarılan sanat dergileri en bilinen örneklerdir. Bugünse sanatın, özelliklede şiirin toplumcu mücadelesinin yol arkadaşı olarak görülmeyip, önemsenmediği hissediliyor.
Günümüzde, zannediyorum her Sosyalist partinin il ve ilçelerinde; lise, üniversite, kadın, işçi ya da gençlik kolları gibi kendi alanına özgü çalışmalar yapan birimleri vardır. Ama kültür sanat çalışması yapan birimleri ne yazık ki yok. Sanat, yerelden beslenen değil, partilerin genel merkezleri tarafından üretilen ve çoğunlukla Ankara, İstanbul yada İzmir’den yönetilen bir hal almış durumda. Bu, yerelin özgünlüğünü, özgürlüğünü, yaratıcılığını ve üretkenliğini kıran bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Oysa sanatın, siyasetle ilişkisi öyle derin ve estetik ki…
Örneğin Sosyalist siyasetin önderlerinden Engelsin ilk yazılı metninin şiir olduğunu biliyor muydunuz? Ya da Marks’ın sevdiği kadın için şiirler kaleme aldığını. Belki bilemeye bilirsiniz. Çünkü onların sanatla kurduğu bağ, zamanla siyasetle kurduğu bağın önüne geçmiş ve Sosyalizm düşüncesinin temellerinin atıldığı dönemde, durmadan okuma, araştırma düşünme, tartışma ve yazma uğraşına girmişlerdir. Fakat yine de edebi okumalardan vazgeçmemişlerdir.
Aşağıda ‘’Duygulanmalar’’ adını taşıyan ve 1967 yılında Fethi Naci tarafından Ant dergisinde yayımlanan şiir bu durumu özetler niteliktedir ve Karl Marks’a aittir.
İlgilenemiyorum rahatça / Gönlümü çeken şeyle, / Mücadeleye çağırırken her şey / Sakin olamıyorum.
Her şeyi elde etmek isterdim, / Bütün tanrısal lütufları, / Bütün bilgileri edinmek, / Sindirmek benliğime bütün sanatları.
Atılalım yiğitçe ileri / Bir an durup dinlenmeden. / Durmayalım hareketsiz, / Hiçbir şey istemeden ve hiçbir şey yapmadan.
Katlanmayalım sessizce / O iğrenç boyunduruğa, / Çünkü duygular, istekler / Ve eylem bizim
Bana sanatla, özelliklede şiirle Sosyalist mücadele arasında ki ilişki nedir? Nasıldır? diye sorulsa hep onlara bir şairin sözüyle, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ‘’Karagün dostu’’ şiiriyle cevap veririm.
Biliyorum / matarada su / torbada ekmek / ve kemerde kurşun değil şiir / ama yine de / matarasında suyu / torbasında ekmeği / ve kemerinde kurşunu kalmamışları / ayakta tutabilir
Biliyorum / şiirle şarkıyla olacak iş değil bu / dalda narı / tarlada ekini kızartmaz güvercinin gurultusu
ama yine de / dişler arasında bıçak gibi parlar kavgada / şiirin doğrultusu
göz gözü görmez olmuş / tek bir ışık bile yok / yürek bir yaralı şahindir / döner boşlukta / belki bir şiir / bir şiir kırıntısı / çalar kapımızı umutsuz karanlıkta / yoklar yüreğimizi / iğilir yaramıza / dağıtır korkumuzu / ve karşı tepelerden / gürül gürül bir kalk borusu