EĞİTİMİ ERBABINA SORDUK. BUGÜN EĞİTİM-İŞ İLE BAŞLADIK
** Eğitim-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Bülent Metin, 15 Temmuz darbe girişiminden hayli etkilenen eğitimde kalıcı çözümün özelleştirmenin sonlandırılması ve kamusal eğitim olduğunu söyledi. Gebzeli velilerin yüreklerine su serpti: “Gebze bina olarak da, öğretmen kadrosuyla da yeni döneme hazır.”
Eğitimde 2016-2017 eğitim öğretim dönemi bugünden (19 Eylül Pazartesi) itibaren başlıyor.15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY operasyonları kapsamında örgütün hayli etkili olduğu eğitim ağır bir darbe aldı. Gerek kamusal, gerekse özelleştirilen eğitimde çok sayıda okul kapandı veya kayyım atandı. Çok sayıda öğretmen açığa alındı vesaire vesaire… Eğitimi Gebze’de örgütlü ve güçlü dört öğretmen sendikasının şube başkanları ile görüştük. Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Bülent Metin ile başladık:
Darbeler Hep Geriye Götürmüştür
“15 Temmuz’daki darbe girişimi kesinlikle tasvip edilir bir vaka değil. Demokratik ülkelerde iktidara her kim gelmek istiyorsa istesin bunun yolu sadece ve sadece demokrasiden geçer. 15 Temmuz gecesi halkımız da gerek darbeye teşebbüs edenlere, gerek ola ki aklından darbeyi geçirenlere gereken dersi, cevabı canı pahasına vermiştir. Şu unutulmamalıdır ki darbeler ülkemiz dahil her ülkeyi geriye götürmüştür. Kimse sonuç alamamıştır. Bu vesileyle 15 Temmuz şehitlerine bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ulusumuza sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Laik, Demokratik, Çağdaş Eğitim İçin
Darbe girişimcilerini gözlemlediğimizde devletin birçok kademesinde örgütlendiğine tanık olduk. En güçlü şekilde örgütlendikleri yer ise eğitim olmuştur. Özel eğitim kurumları kanalı ile de, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar marifeti ile de örgütlenmişlerdir. Kimsenin inanç şekli bizi ilgilendirmez ama kamu hizmeti veren devlet kurumlarına personel alımı bir takım temel değerler üzerinden olmalıdır. Laik, demokratik, çağdaş eğitimi savunanlar Milli Eğitim içinde yer almalıdır örneğin. Eğitim-İş Sendikası olarak da bu temel doğrularımız ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz, üyelik çalışmamız da bu temel doğrular ve liyakatlar temelinde olmalı. Bugün bu doğrularımızın ülkemiz içinde gerekli ve geçerli olduğuna 15 Temmuz akşamı tanık olundu.
Cemaatin Eğitim Hedefi Boşuna Değildi
Devlette liyakat olmazla olmazdır. Farklı yapılanmalar ile mücadele ancak bu şekilde mümkündür. Hele ki mesele eğitimse çok daha hassas yaklaşılmalıdır. Günümüz itibariyle terörize olan cemaat asıl yüzü ortaya çıkmadan önce yani iktidarla ilişkileri çok iyiyken, muhalefetten gelen her tür uyarıya rağmen kulaklarını tıkayan, bugün ‘aldatıldık’ diyen iktidar marifetiyle Fettullah Gülen Cemaati maskesi altında kadrolaşırken eğitim alanına ayrı önem verdi ve bu tercihi boşuna değildi. Zeki, hedefi olan çocukları hedef olarak seçip cemaate bağlı yuvalarda, dersanelerde barındırdı.
Eğitim-İş Olarak Söz Veriyoruz
15 Temmuz sonrası FETÖ ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle çok sayıda meslektaşımız meslekten ihraç edildi, malumunuz. Onlardan doğan boşluğu ücretli çalışan işsiz öğretmenler ile sözleşmeli olarak doldurmaya kalkışırsanız eğitimin kalitesi, niteliği düşer. Geçici çözümler bulmak yerine atanamayan öğretmenler başta olmak üzere gerekli eğitimi almış öğretmenlerle ve illakin kadrolu sözleşmesiyle boşluk doldurulmalıdır. Boşalan kadroların nitelikli kadrolar ile doldurulması için iş kolumuzda örgütlü sendikalar ile de işbirliğine gidilmelidir. Hükümet veya devlet, “A sendikası söylüyorsa yanlıştır. Aynı şeyi B sendikası söylüyorsa doğrudur” şeklindeki bir duruşa bürünmemelidir. Biz Eğitim-İş Sendikası olarak bu boşluğun eğitimin lehine doldurulması için elimizden gelen çabayı ve iş birliğini göstermeye her zaman hazırız.
Toplum Bu Gerginliği Aşmalı
Darbe girişiminin ardından kamuda özellikle idareci konumunda olanların tüm izinlerinin iptali elbette kişilerin ve ailelerinin düzenini bozmuştur. Ancak bunun yeni eğitim öğretim dönemine kişisel moral bozukluklarından esasla olumsuz yansıyacağına ihtimal vermiyorum. Toplumsal açıdan baktığımızda ise dar kapsamlı olsa da OHAL sürecinin getirdiği bir sıkıntı, ortamın henüz netleşmemesinden ötürü aslında tamamen masum ve ilgisiz olmalarına karşın özellikle tutuklu yargılanan kişilerle doğal ilişkilerinden ötürü ön yargıyla yaklaşılanlardan ötürü gergin bir atmosfer var. Önce OHAL sürecinin tamamlanması, sonra taşların bir an önce yerine oturmasıyla bu atmosferden de sıyrılacağımızı düşünüyorum.
Küresel Değil Kamusal Eğitim Şart
Sendika olarak zaten eğitimin özelleştirilmesine dün de karşıydık, bugün de karşıyız. Özel okullar marifetiyle de toplumda bu tür yapılaşmaların oluşabileceği uyarısında bulunmuştuk. Ne yazık ki haklı çıktık. Yani eğitimde özelleştirme sadece halk arasında sınıfsal farklılıkları değil ülkemizi tehdit altına alan yapılanmaları da tetikliyor. Çocuklarımızın merkeze alındığı, birlikte yaşamın önünü açan, eğitimde özelleştirmeyi kayıtsız şartsız ret eden, küresel değil kamusal bir eğitim sistemini bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bu temel doğrular zemininde eğitimi ne kadar kontrollü, kaliteli ve nitelikli bir hale getirirsek bu ülkemiz yararına, yarınlarımız yararına olacaktır.
Devlet Üniversitesinde Özel Üniversite Statüsünde Okuyacaklar
Bilindiği üzere çok sayıda üniversite kapanmış veya kayyım atanmış, kamulaşmıştır. Bu okullardaki öğrencilerimizin bir kısmı yine farklı özel üniversitelerde eğitimine devam edecektir. Bir kısmı kamuya ait üniversitelere geçecektir. Bu tercihte devlet üniversitesine sınavla giren öğrencilerin bir haksızlığa uğradığı kanısı hakimdir ancak şu göz ardı edilmemelidir: Varsılı, yoksulu ise her genç ülkemizin gençliği ve geleceğidir. Kardeşlik temeli doğrultusunda fazla sıkıntıya, üniversitelerde yeni ‘tartışmalara’ sebep olacağına olasılık vermiyorum. Öte yandan kayyım atanan üniversitelerde öğrenciler yine aynı bedelleri ödeyerek, yani devlet üniversitesinde özel üniversite koşulları ile eğitimi sürdürecek. Asıl adaletsizlik burada. Tüm bu sıkıntıları el birliğiyle, güç birliğiyle aşacağımıza inanıyorum.
Gebzeli Velilerin İçi Rahat Olsun
Gebze yeni eğitim öğretim dönemine 100’ün üzerinde okulda 3 binin üzerinde sayıda öğretmenle giriyor. FETÖ kapsamında açığa alınan öğretmen sayısı 170 civarı ve Gebze’deki öğretmen sayısı Anadolu’nun birçok ilinden, ilçesinden daha fazla. Velilerimizin içi rahat olsun. Açığa alınan öğretmenlerden ötürü eğitimin kalitesinde, niteliğinde herhangi bir aksama olmayacak. Gebze yeni eğitim öğretim dönemine gerek bina, gerekse öğretmen sayısı bakımından hazır. Eğitimde dönem arasında yaşanan gelişmelerden ötürü bir takım sıkıntılar olabilir ama bu aşırı derecede olmaz. Her eğitim öğretim dönemi başında yaşanan olağan aksaklıklar ötesinde aksama olmaz. Kervan yolunda düzelir, misali. Eğitim-İş Sendikası üyesi öğretmenler her zamanki sorumluluk bilinci, görev aşkıyla bu sorunların aşılması için elinden gelen çabayı her zaman olduğu gibi gösterecektir.
“Cadı Avına Dönüştürüldü”
Bu arada malum darbe girişiminin ardından görevden almalar oldu. Bu süreç içinde mutlak surette hukuka rivayet edilmeli. Sorgulamalar adil yapılmalı ve suçu olmayanların görevlerine iadesi acilen sağlanmalıdır. Kurunun yanında yaş da yanmamalıdır. Ne yazık ki süreç cadı avına dönüştürülmüştür ve halen devam etmektedir. Tüm sorgulamalar hukuk çerçevesinin dışına çıkılmadan yürütülmelidir. Adaletin herkese lazım olduğu unutulmamalıdır. Yargıda soruşturma hakkaniyetle yapılmalıdır. Ve en adil çözüme bir an önce ulaşılmalıdır çünkü geciken adalet, adalet değildir.
“En Ağır Darbeyi Askeri Liseler Aldı”
Bu süreçte en ağır darbelerden birini askeri liseler aldı. Bu liseler ve öğrencileri adeta cezalandırıldı. Şu unutulmamalı ki ülkesini seven, ülkesine bağlı olan hiçbir öğrenciden zarar gelmez. Askerlik kolay bir tercih ve kolay bir meslek değil. Geçimden önce vatan sevgisi gelir ve tercihte etkendir. Bu okulların kapatılması ile birlikte hem ülkenin geleceği tehdit altına sokulmuş hem de çok sayıda gencin geleceği ile oynanmış, hayalleri yıkılmıştır. Bu gençler bir travmaya, güven bunalımına girerse sorumlusu kim olacaktır? Toplumu bir kere askerlikten soğutursanız, orduyu yıpratırsanız telafisi olmayan vakalara sebep olabilirsiniz. Varsa vatan sevgisinden, bağlılığından kuşkulandığın üzerine gider, araştırır, hukuk kuralları çerçevesinde gereğini yaparsın. Kapatmak asla ve asla çözüm değildir, aksine çözümsüzlüğü körükler. Bu ordu Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur, Atatürk’ün ordusudur. Bu anlamda 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sonuç vermemiş ancak 15 Temmuz sonrası adeta bir darbe yapılmış ve en ağır hasarı Mustafa Kemal’in ordusu almıştır. 15 Temmuz darbe girişimi bir kez daha göstermiştir ülke Mustafa Kemal Atatürk’ün yörüngesinden sapmamalıdır.