Türkiye Cumhuriyeti için çok uzun yıllardan beri hazırlanan kalkınma planlamalarınin makro düzeyde kaldığı, reelde ise hiç gerçekleşmediğini biliriz.
8 Temmuz 2019'da Cumhurbaşkanı onayının ardından TBMM’ye sunulan ve kabul edilen 11. Kalkınma Planı da onlardan biri.
Bu tezimi, TMMOB’un hazırladığı değerlendirme raporu da doğruluyor.
Rapor, 11. Kalkınma Planı’nın gelecek hedeflerini küçülttüğü, bütüncül planlı kalkınma mantığına aykırı olduğu ve mali boyutunun gerçekçi olmadığına urgu yapıyor.
TMMOB raporu, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dahilinde hazırlanan ilk Kalkınma Planı olduğuna dikkat çekerken, “Kime ait bir plandır, kimin hazırladığı bir dokümandır ve kime yarar sağlayacaktır?” sorularına yanıt arıyor.
Ayrıca, planın, ülke ve kamu yararına olmadığı görüşüne vurgu yapılarak, şu ifadelere yer veriliyor:
“Yıllardır emperyalizmin güdümünde uygulanan politikalarla üretimi yatırımı, sanayileşmeyi, bilimi, teknolojiyi, mühendisi, mimarı, şehir plancısını ve halkı dışlayan uygulamalar 11. Planda da sürmekte, kamu yararını gözeten planlama/kalkınma yönelimi dışlanmaktadır. Sanayinin gelişmesini ve ekonomik büyümeyi en geniş toplumsal tabana yayacak, refah ve istihdam sağlayacak, ülke ve kamu yararına bir yatırım ve üretim planlamasının yokluğu kendini açık bir biçimde ortaya koymaktadır.”
Rapor, çok nesnel bir değerlendirme toplamı olmuş.
AKP’nin bir önceki kalkınma planında da enflasyon hedefine ulaşamadığı gerçek. 10. Kalkınma Planı’nda yüzde 4.5 olan 2018 hedefinin yüzde 20.3 olarak gerçekleşmesine bakılırsa, 11. Kalkınma Planı'ndaki enflasyon oranını yüzde 5’e kadar kademe kademe indirilmesi beklentisinin de gerçeklerle bağdaşır bir yanı yoktur.
Veee, tasarrufun nerede yapılacağına ilişkin bir bilgi olmayan 11. Kalkınma Planı'nın ne kadar gerçekçi olduğunu varın siz düşünün artık.
Tabi ki umudu diri tutarak...