Eğitimde OHAL ve KHK’lerin etkileri ortaya çıkmaya başladı. Milli Eğitim Bakanımız İsmet YILMAZ, KHK ile 50.000 Fetö’cü öğretmenin tasfiye edilerek, yerine sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ile öğretmen alınacağını ifade etti. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına 2005’te başlanmış, 2011 ise AKP Hükümeti tarafından sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından vaz geçilmişti. Sözleşmeli öğretmenler KPSS sıralamasına göre dizilecekler ve sözlü mülakatla da durumları belirlenecek. Sözlü mülakata 3 kişilik bir heyet girecek, içeride kamera olmayacak, öğretmen olmak isteyenleri sözlü sınavla bir heyet belirleyecek. Daha önce, şube müdürleri ve okul müdürleri de sözlü sınavlarla belirlenmişti. Bunlarla ilgili idari mahkemelerin iptal davaları da ortada dururken, gerçi mahkemelerin bu kararları da uygulanmamıştı. EĞİTİM-SEN bu uygulanacak olan, sözleşmeli öğretmenliğe de dava açtı.
Özellikle kamusal alanın her yerinde yoğun ve gizli bir şekilde Fetö’cü kadrolaşması, bizlerin ısrarla yıllardır söylediğimiz, sınavlardaki hırsızlıklar, kamudaki atamalardaki adaletsizlikler, liyakat, işe uygunluk gibi itirazlarımız bugün tamamıyla haklılığımızı ortaya çıkarmıştır. Şimdi yeni ön görülerimiz var. Fetö’nün yerine kamuda başka cemaat ve tarikatların kadrolarının alınacağını düşünüyoruz.
Yani eğitim emekçileri açısından, haksızlık, hukuksuzluk, adam kayırmacılık artarak devam edecektir. Kısaca çürüme de artarak devam edecektir. Kamunun tasfiyesi, paralı eğitim, çalışma biçimleri olarak, sözleşmeli öğretmenlik, esneklik, performans uygulamaları ile, iş güvencesini ortadan kaldırma hali, sermayeden yana uygulamalar olarak devam edecektir.
Bizler EĞİTİM-SEN olarak paralı eğitime, piyasacı iş ve emek süreçlerine, eğitimin kapitalist dönüşümüne karşı mücadelemiz devam edecek. OHAL ve KHK uygulamaları biz çalışanların ekonomik, demokratik, politik haklarını ortadan kaldırmaya dönük atılan adımlardan biridir. Bu mevcut yasalara rağmen mücadelemize devam edeceğiz.