A Milli Kadın Voleybol takımımızın CEV Avrupa Şampiyonası finalinde Sırbistan’ı 3-2 mağlup ederek şampiyon olması hepimizi oldukça mutlu etti.
Uzun süredir belki de milletçe bu kadar sevinmemiş ve keyif almamıştık.
Yine uzun zamandır pazartesi gününe bu kadar mutlu, neşeli uyanmamıştık.
Ne yaşam pahalılığı ne zamlar ne gelecek kaygısı ne laik, demokratik Cumhuriyetimize yapılan saldırılar…
Hepsini bir süreliğine de olsa unuttuk.
Yediden yetmişe A Milli Kadın Voleybol takımımızın zaferini doyasıya kutladık.
Öncelikle bu ülkenin bir yurttaşı olarak A Milli Kadın Voleybol takımımızı kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Sadece sportif başarıları için değil, kadın düşmanlarına hadlerini bildirdikleri için.
Kadının fendi, karanlık beyinlileri yendi!
Spora bile kadın kindarlığı içinde yaklaşan kapkaranlık beyinler sanırım oldukça üzgündür!
Öyle ki, ‘’Keşke Sırbistan kazansaydı’’ diye dua ettiklerinden kimsenin kuşkusu yok.
Gayet normal, çünkü bunlarda ‘’Keşke Yunan kazansaydı’’ diyenlerin yolundan gidiyor!
Kadınları adeta şeytan olarak görüyorlar!
Bunlar, kadınları sosyal yaşamdan, hayatın her alanından koparmak, dört duvar arasına hapsetmek istiyor.
Kadının yaşamda hiçbir izi kalmasın diye uğraşıyorlar.
Afganistan, İran, Arabistan vb Arap ülkelerindeki gibi kadının ikinci sınıf insan olmasını amaçlıyorlar.
Kadın düşmanlığı içinde yanıp tutuşuyorlar!
Oysa kadın yaşamı ta kendisidir.
Kadın olmadan yaşamın sürmesi ve devamı mümkün değildir.
Kadını sadece ‘seks objesi’ veya ‘çocuk yapma’ aracı gibi görenler kesinlikle kadına değer vermeyen, aşağılayan psikolojik rahatsızlığı olanlardır!
Kadını kıyafeti, yürümesi, saçı açık veya kapalı olarak değerlendiren ve ona göre davrananlarda keza kadın düşmanıdır.
Kadının nasıl giyineceğine, yaşayacağına ancak yine kadının kendisi özgür iradesiyle karar verir.
Medeni, özgür dünyada bu böyledir.
Ne var ki, Atatürk sonrası Cumhuriyet devrimlerinin kadınlara getirdiği haklar sistematik olarak törpülenip yok edilmeye başlandı.
Kadınların eşit yurttaşlık içinde cinsiyet ayrımcılığına uğramadan yaşamın her bölümünde yer alması bizim ülkemizde de umarım bir gün gerçek olur.
Kadınlara büyük özgürlükler ve hakların yolunu açan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiş:
"Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar. Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır."
Başka söze gerek yok.