CHP Kocaeli İl Kadın Kolları Başkanı Sevim Pekyörür, 5 Aralık kadına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümü dolayısı ile ilgili bir açıklama yaptı. Pekyörür açıklamasında; “Kadın hareketinin siyaset yapmaya dair taleplerinin ve mücadelesinin devamı olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, onun eşsiz öngörüsü sonucu, 5 Aralık 1934’te, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlara verilen bu hak, kadınlar açısından bir devrimdir. Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli adımlarından biridir. Aradan geçen 82 yılda, biz kadınların kazanımlarını daha ileriye taşıması gerekirken, eğitimde, istihdamda, karar alma ve yönetim mekanizmalarında önümüze konulan engeller sonucu gelinen noktada, maalesef olması gereken yerde değiliz. 2015 Genel Seçimi sonucunda, biz kadınlar, TBMM’de sadece 76 kadın vekille %13 oranında temsil ediliyoruz. Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahibiz, ancak haklara ulaşmada eşit değiliz. Oysa daha çok kadın vekil demek, kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, eğitim gibi konuların daha fazla ele alınması ve çözüm üretilmesi demektir. Ne yazık ki hala “temsilde adaletten” ya da “”sonuçta eşitlikten” söz edemiyoruz.” Dedi. Pekyörür; ““Anayasa önünde kadın ve erkek eşittir “ demek yeterli olmamakta, kadınlar anayasa ve yasalarla zorunlu kılınacak özel önlemlerle desteklenmedikçe “sonuçta eşitlikten söz edilememektedir. Oysa demokrasilerde en önemli iki unsur, eşitlik temeline dayalı temsil ve katılımdır yani eşit temsil ve eşit katılımdır. Hayatın her alanında kadın ve erkek eşit olmadan toplumsal refah sağlanamaz.
Toplumsal refahın sağlanması için kadınların siyasal yaşama katılımlarının önündeki pek çok engelin kaldırılması gerekmektedir. Kadınların eğitimden yeteri kadar faydalanamaması, çalışma hayatında yer alamaması, çalışanların ise erkeklerle eşit koşullarda olmaması en büyük engellerdendir. Türkiye, dünyada kadınların eğitim düzeyi açısından 104, ekonomi ve fırsat eşitliği açısından 127, iş gücüne katılma oranı açısından 123. sıradadır. Türk kadını dünya sıralamasında her alanda bu kadar geride olmayı hak etmemektedir. Toplumsal cinsiyet rollerinin kadınlara dayattığı geleneksel değer yargıları, kadınların sadece eş olma ve annelik rolleri ile sınırlandırılması da önemli sorunlardandır.” Dedi.