Uzun boylu genç adam parktaki bir banka boylu boyuna uzanmış yatıyor. Ellerinide yanına toplamış sessiz sedasız ölü gibi nefes bile alıpğ vermiyor. Çevredeki herkes ona bakıyor. Baş ucunda genş ve güzel kadın yalvarır bir sesle yapma Kamil sen beni yanlışl anladın ben seni kendimden daha çok seviyorum sana öyle sözler söyleyebilir miyim sevgi dolu hassas kız adamın başında ağlamaklı bir sesle özür diliyor. Tıpkı filmlerde ki gibvi
Çevredeki herkes adama kızzıyor kıza acıyorlar. Az ötelerinde oturan yaşlı karı koca onlara bakıp bir şeyler konuşuyorlar. Kadın sık sık ayağa kalkıyor adam elinden çekip oturtuyor sonunda kadın dayanamadı kalktı. Kızda delikanlının yanıuna geldi. Genç kadına ne söyledi bilmiyorum. Genç adamı kollarından tutup silkelemeye başladı. Adam birden tavşan gibi sıçradı kalktı oturdu. Sonra adamla bir sdüre konuştu. Genç adam i,lerdide bir çiçekçiden iki demet gülle geldi birni yaşlı kadına diğerini de genç kadına verdi. Genç kadınla sarmaş dolaş sarıldılar. Öğrendik ki sevgililermiş.
Bizim romanlarımızda öykülerimizde hikayelerimizde böyle şeyler çok vardır. Kadın hep kurbandır, erkek mağrur, kibirli egoisttirler. Filmlerimiz hep böyledir. Erkek gelir kadını zor durumdan kurtarır. Sonra büyük bir tutkuyla aşık olur evlenirler sonra kadına kötü davranmaya başlar.kadın sevdiğine ve doğduğunma pişman 9olur. Türkiye’de böylesine cehennem hayatı yaşayan milyonlarca kadın var. Kadın mağduru oynar, erkek kurtarıcılığı. Gerçek hayaımızda böyledir. Edebiyatımızda bu tip hayatlar üzerine kurulmuştur.
Yaşadığımız bu yüzyılda bilşe bu roller değişmedi. Mağduriyet hala kadınların kaderi olmaya devam ediyor. Şi,mdi sözünü edeceğim öykü hepimizin ortak öyküsü ve ortak acılarımızdır.
Eşinden ayrılıp ikinci kez evlenen bir dostumla bir sohbetimizde böbürlenerek hayatımın kadınını buldum dedi. Ne iyi ki o kadından ayrılmışım hayatı bana zindan etti üç koca yılım heba oldu… bu adamınn en az on saati kahvelerde sokaklarda geçer. Canı istyediği zaman barlara sinemalara gider. Bende hayatının kadınını buldunda ne işin var orada burada dedim. Daha çok şeyler söyledim. Bana kızdı şimdi konuşmuyor ama evdende çıkmıyor. Erkek egemen toplumlarda kadınikinci sınıf insandır. Sevgisiz huzursuz ve mutsuzdur. Evlerinde demokrasiyi yaşatamayanlar dışarıda başkalarına demokrasi dersi veriyorlar. Beni öldüren de bu.
Kadınların artık bu edilgenlikten kurtulmaları gerekiyor. Bunu bir kadın dayanışması örgütlülüğü içinde yapabilirler. Toplumsal hayata kadının gücü erkekten daha büyüktür. Her ev için olmasa bile evlerin çoğüunda erkeğin ve çocuklarınhayata bakışlarını hayat içindeki duruşlarını dünya görüşlerini kadın belirler. Çünkü kadın erkeği de kadını da kadın doğuruyor, doyuruyor, besliyor, eğitiyor ve olgunlaştırıyor.
Ve erkeğe kıyaslanmayacak kadar güçlü iradeli metanetli kadın.Evlilikte de, flört etmede de böyledir.
Bu tür ilişkileri kadın başlatır isterse mutlu sona ulaştırır.
İstemezse arıza çıkartmadan bitirir.
Erkek sadece vardır, kadın doğalsa çocuklar doğal olur.
Kadın öfkeli zehirliyse çocukları da öfkeli ve zehirli olur.
Rahmetli annem öfkeli ve zehirli bir kadındı.
Bendeki huysuzluğu düzeltmesi için sık sık o mübarek güzel ellerini semaya kaldırır Allah’dan bana akıl vermesini isterdi.