Kadına şiddetin arttığı, kadına şiddetin meşrulaştığı bir dönemde çıktılar sahneye; kadınlar da gülebilsin, şiddete bir dur denilebilsin diye. Kadın cinayetlerinin sıradanlaştığı, cinayet haberlerinin sekiz sütuna manşet atıldığı bir dönemde çıktılar sahneye; kadınlar öldürülmesin, ölümle değil yaşamla haber olabilsinler diye.
Kadına dayak atmanın adamlık sayıldığı, kadını eve kapatmanın namus adına yapıldığı bir dönemde çıktılar sahneye; adamlığın el sertliğinde, bilek gücünde değil beyinde ve yürekte olduğunu bilsinler diye. Çalışma hayatında kadın istihdamının azaldığı, güvencesiz ve geleceksiz çalışmanın kanunlaştığı bir dönemde çıktılar sahneye; çalışmak ve insanca yaşamak onlarında hakkıdır, bilinsin ve öyle davranılsın diye.
Başbakanın bile ''en az üç çocuk, oda yetmez beş çocuk doğurun!'' talimatı verdiği bir dönemde çıktılar sahneye; sadece yemek yapan, sadece temizlik yapan ve sadece çocuk yapan varlıklar oldukları düşünülmesin diye.Sibel Üresin gibi çok eşliliği yasallaştırmaya çalışan, erkeklerin birden fazla kadınla evlilik yapabilmesinin kapısını aralayan karanlık bir zihniyete karşı çıktılar sahneye; kumalığın insanlık onuruna aykırı olduğunu, o zavallı zihniyetin bir hastalık olduğunu anlasınlar diye.
Daha 12-13 yaşında tecavüze uğrayan gencecik kız kardeşleri için çıktılar sahneye; hem de öyle bir çıktılar ki, yüreklere yumruk gibi saplandı sözcükler. N.Ç'nin, H.İ’nin acısını başka çocuklar yaşamasın diye, tutanaklara ''rızası vardı'' yazılmasın, tecavüzcüler serbest bırakılmasın diye.
Okul çağındaki çocukların evlendirilmemesi, kendilerinden kat be kat büyük ''adamlara'' verilmemesi için çıktılar sahneye; oyuncakları atılmasın, okul kitapları yakılmasın, sadece sevdikleri insanlarla ''bir yastıkta kocasınlar'' diye.
Sevgi dilenmediklerini, kendilerini kimseden üstün görmediklerini, kimseden ayrıcalık beklemediklerini bildirmek için çıktılar sahneye. Sadece ve sadece erkek ve kadınların eşit olduğunu ve bu eşitliği kanunlar, insanlar ve yaşam karşısında da görmek istediklerini anlatmak için çıktılar sahneye. Nede iyi ettiler.
Onlar BİLKAR Tiyatro Topluluğu. Oyunun yönetmeni Abbas Kırçıl, oyuncuları Derya Ağdaş, Emek Nalbat ve Hülya Meletli. Geçen hafta sahneledikleri ‘’Kadın İnsan’’ oyunundan dolayı arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. Söyledikleri gibi; ''kadın erkeği, erkek kadını ile, hayatta eşit ise insanız.’’