Kabahatin çoğu senin be kardeşim !

BARBAROS TANTAN

Nazım Hikmet Ran'ın en çok etki uyandıran şiirlerinden biriyle başlayacağım.

Ozan diyor ki ;

× × ×

Akrep gibisin kardeşim, 

Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen

ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —

kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

× × ×

Baro başkanlarının, hükümetin barolar ve diğer meslek örgütlerindeki seçim usullerine yönelik değişiklik yapma konusunda hazırlıklarına tepki olarak başlattıkları yürüyüş sonrası Ankara'da karşılaştıkları polis şiddeti üzerine, dostum Şahin Buldak sosyal medya sayfasında 'altına imzamı atarım' dediğim aşağıdaki paylaşımda bulunmuş.

Diyor ki;

"Baroların ve avukatların, Ankara'da yaşadıklarına ben de üzülüyorum... 

Ancak;

Halkın Hukuk Bürosu avukatları ya da halkın avukatları var ya (Gezi olaylarındaki mağdurların ve Berkin Elvan'ın avukatları "hem de ekmek kadar temiz, su gibi aydın") tutuklanırken dağa tepeye bakan bu avukatlar ve de barolar hiç gıkını çıkarmadı.

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından 2 kişi şu anda ölüm orucunda, hatta önlem alınmazsa ölmek üzereler...

Peki hiç barolardan itiraz duydunuz mu ?

Yok kardeşim...

Peki; 

Halkın avukatları cezaevine konarken, yıllarca içeride çürütülürken 60 baro başkanı mahkemelere veya cezaevine dikilseydiniz ve bu halkın avukatları için eylem yapsaydınız, bu arkadaşlarınız dışarı çıkardı değil mi ?

Bu namuslu tavrı koymazsanız;

Hem kendi birlik başkanınız, işbirlikçi Feyzioğlu'ndan (kör müydünüz niye seçtiniz ?) hem de reis ve şürakasından dayak yiyeceksiniz.

Yiyin o zamannnn. 

Ne yapalım ?"

Dedim ya, altına imzamı atacağım bir değerlendirme.

Bazı dostlarımız, bu ifadelere karşı "bütünlüklü değerlendirmede yarar vardır" diyerek eleştiri yöneltmiş.

Haklılar, doğru, bütünlüklü düşünmek lazım. 

Ama, bunu ana degil, Ankara'da yolu kesilip, aralarından bir başkanvekili darp edilerek gözaltına alınan o toplama anımsatmakta yarar var.

Çünkü;

Bugün yolu kesilerek darp edilen avukatların ve meslek odası baroların bir çoğu, ülkenin başka meseleleri üzerine kafa yoran, savunma hakkını kullanmaya çalışırken engellndikleri için eylemliliklerle sesini duyurmak isteyen avukatların başına gelenler sırasında çok sessiz kaldılar.

Bütünlük derken bunu unutmamak lazım. 

Yani, papaz fıkrası halen geçerli ve de asla unutulmamalı...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.