Şirin açıklamasında şunları ifade etti, ‘’Büyükakın,7 Aralık günü partinizin düzenlediği bir programda yapmış olduğunuz konuşmanızda, Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak hatalı ve gerçeklerle bağdaşmayan değerlendirmeler yaptığınızı, ayrıca kabul edilmesi mümkün olmayan bir kınama ifadesi kullandığınızı üzülerek müşahede ettik.
Bölgedeki hayati gelişmeleri, rasyonel akıl ile değerlendirmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Suriye'ye giren ve Şam hükümetini devirmeye çalışan güç Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) değildir; bunun yerine, HTŞ adlı selefi bir örgütün ana gövdesini oluşturduğu silahlı gruplardır. Bilindiği üzere, Şam merkezi hükümetinin elindeki coğrafyayı hızla ele geçiren HTŞ ve ülkenin bir kısmını kontrol eden, ABD'nin askeri unsuru gibi hareket eden PYD birbirlerine saldırmamaktadır.
ABD-İSRAİL PROJESİNİN BAŞARILI OLDUĞU ANLAŞILMAKTA
İsrail’in Şam hükümetini koruyan askeri güçlerini pasifize etmesinin ardından yaşanan bu hareketliliğin, sizler tarafından övülen bu hareketin kimlerin projesi olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İsrail’in yıprattığı Şam hükümetinin artık refleks gösterebilme kabiliyetinin kalmadığı ve ABD-İsrail projesinin başarılı olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Suriye'nin bölünmesi projesini açıkça desteklemeniz, çok ciddi bir değerlendirme eksikliğine işaret etmektedir. Bu kapsamda, Suriye’nin bölünmesini ve Türkiye’nin güney sınırlarında fiilen oluşturulmuş kukla bir Kürt devleti ve geçici olarak oluşturulduğu anlaşılan Afganistan benzeri vahşi bir selefi yapı ile komşu olma durumunun kutlanmasını asla kabul etmiyoruz.
Hepimizin gözleri önünde yaşanan bu rahatsız edici gelişmelerle ilgili olarak isabetli tespitlerde ve uyarılarda bulunan Genel Başkanımız Sn. Müsavat Dervişoğlu'na yönelik yersiz ve yakışıksız bir kınama açıklaması yapmış olmanızı esefle kınıyorum.
AKP'NİN BAŞROL OYNADIĞI BU SİYASÎ AÇMAZ
İYİ Parti, milliyetçi-merkez tabandan gelen ve bu taşıyıcı çizginin ümmetçilik karanlığında yok edilmesine karşı duran ana akımı temsil eden bir partidir. Biz vatanperveriz ve milletimizin varlığı, birliği ve selameti uğruna hiçbir fedakarlıktan çekinmeyiz.
Bu kapsamda, yapılan değerlendirmelerin ve uyarıların vatanperverlik olmadığını dile getirmek, en hafif tabiriyle, bu kritik dönemeçte milli bir refleks göstermeye tahammül edememek anlamına gelir. 2011 yılında ümmetçilik ve AKP'nin başrol oynadığı bu siyasî açmazı net bir şekilde görmekteyiz.
Bu itibarla, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine bağlı siyasal anlayışımızı değiştirmeyeceğiz ve ülkemizin Suriyelileşmesine asla izin vermeyeceğiz.’’