31 Mart 2024 yerel seçimleri için artık son 2 günün içindeyiz.
Pazar günü demokrasinin gereği olarak sandık başına gidilerek oy kullanılacak ve kentlerde nasıl yönetilmek istenildiğine seçmen karar vermiş olacak.
Demokrasinin, özgürlüklerin, hukukun, barışın yolu sandıktan yani halk iradesinden geçtiğini unutmayalım.
Sandıktan çıkacak netice demokrasiye ve hukuka inanan yediden yetmişe herkes tarafından olgunluk içinde kabul görülmelidir.
Aksi halde yapılacak engelleme, manipülasyon veya bir takım kötü şeyler halkın iradesini yok saymak olacaktır.
Önümüzdeki pazar günü herkesin gözü kulağı doğal olarak Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da olacak.
İstanbul seçimlerinde iktidar ve muhalefet açısından alınacak her türlü netice ülkemizin önümüzdeki siyasal sürecinde yeni gelişmelere yol açacağı muhakkaktır.
İktidar partisi AKP kazanırsa toplumda güven ve meşruiyet sağlayacak, Cumhurbaşkanının 3. Kez seçilmesi, yeni anayasa başta olmak üzere kafalarındaki yönetim anlayışını daha rahatça uygulamaya başlayacaklar.
CHP kazanırsa Türkiye’nin gelecek yıllarında parlayan ve güçlü siyasal lider olarak Ekrem İmamoğlu yoluna devam edecek.
Tüm bunlardan dolayı İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözü mana ve önem kazanıyor.
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Ekrem İmamoğlu toplumda karşılığı olan bir politikacı.
Bir kere yapmacık değil, insanlara dokunuyor ve toplumun başkaca kesimleriyle çok iyi diyaloglar kuruyor.
Ayrımcılık yapmıyor, sırça köşkten, tepeden insanlara bakmıyor.
Zaten bu özelliklerinden ötürü İstanbul’da kayda değer bir çoğunluğun sempatisi ve desteğini almış durumda.
Benim tahminim İstanbul halkı İmamoğlu ile bir 5 yıla daha evet diyecek.
Anket veya başka türlü araştırma sonuçlarına bakmaya gerek yok.
İstanbul’da sokak İmamoğlu diyor.
Tabi ki seçimlerin sükûnet ve olgunluk içinde başlaması ve bitmesi en büyük dileğimiz.
Bu anlamda hangi siyasi partiden ve görüşü ne olursa olsun herkesin sağduyulu, sorumluluk içinde davranması, kötü amaçlı birtakım unsurlarca sergilenmek istenebilecek provokasyonlara geçit verilmemesi gerekiyor.
Seçimler olur, biter fakat yaşam devam edecek.
Tekrar farklı görüşten, yaşam tarzından insanlar olarak hep bir arada yaşamaya devem edeceğiz.
Netice ne olursa olsun hakça ve hukuka uygun şekilde ortaya çıkan sonuçlar ülkemizin demokrasi hanesine artı olarak yazılacaktır.
Seçimlerin ve sonuçların ülkemize ve bölgemize, demokrasimize olumlu olarak katkı sağlamasını diliyorum.