Eğitim-Sen Gebze Şubesi devam eden bütçe görüşmelerinde talep ve önerilerini sıralarken bazı gerçeklere de dikkat çekti. Buna göre İslam ülkesi olan ülkemizde halkı kumara önce kamu, özelleştirme sonrası ise özel sektör marifetiyle kumara sevk eden “talih” oyunlarının bugünkü sahipleri, bir doğru tanımla, “Kumarbaz sermaye” de sermaye dostu muhafazakâr parti AKP iktidarının nimet aktarımından payına düşeni alıp korundu, kollandı; “Milli Piyango’nun ve At Yarışlarının KDV’si sıfıra indirilmektedir. Böylece buraları devralanlara halkın cebinden 65 Milyar TL servet transfer edilmektedir.”
Eğitim-Sen Gebze Şubesi’nin “Emekten, halktan yana bir bütçe istiyoruz” başlığıyla yaptığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
SÜRECİN GELİR KAYBEDENİ
YİNE EMEKÇİLER YOKSULLAR
“Bu ülkenin alın teri ile geçim mücadelesi veren, hayatı emeği ile var eden tüm emekçi kesimleri, yoksulları zor bir süreçten geçmektedir.
İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf kısacası ülkenin tüm yoksulları pandemi ve pandemi ile gittikçe derinleşen kriz koşullarında hem sağlıklarını hem de işlerini ve gelirlerini kaybediyor.
“EVDE HAYAT VAR” AMA
ÇALIŞMAYANA HAYAT YOK
Buna rağmen ülkeyi yönetenler pandemi tehdidi karşısında tüm sorumluluğu vatandaşlara yıkmaya devam ediyor.
Bir taraftan “Maske, Mesafe, Hijyen” nakaratları, ’evde kalın’ çağrıları, “evde hayat var” kampanyaları tam gaz sürdürülüyor.
Diğer taraftan binlerce kişinin çalıştığı fabrikalarda, iş yerlerinde ter döken işçilere, emekçilere ‘Siz evde değil, işte kalın. Fiziksel mesafeyi korumanız imkânsız da olsa otobüsle, minibüsle, metroyla her koşulda işe gidin. Çalışmasanız size hayat yok’ deniliyor.
İKİLİ TERCİH: YA SALGIN
YA DA AÇLIKTAN ÖLÜN!
Büyük şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayanların açtığı her paketten bizim payımıza sadece borç yükümüzü daha da ağırlaştıracak krediler düşüyor.
İşçilerin, emekçilerin, dar gelirlilerin “salgından veya açlıktan ölme” tercihine mahkum bırakıldığı bu ağır koşullarda 83 milyon olarak hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren bütçenin parlamentodaki görüşmeleri devam ediyor.
Ülkede yoksulluk, işsizlik, çaresizlik hat safhada. Milyonlar işsizlikten, hayat pahalılığından intiharın eşiğine sürükleniyor.
BAKANA GÖRE SORUN YOK
VEKİLE GÖRE; “AÇ DEĞİLLER”
Tüm bunlara rağmen bu ülkenin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Türkiye’de yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını söyleyebiliyor. Hızını alamayan bir başka iktidar milletvekili ise “Millet kuru ekmek yiyorsa demek ki aç değil” diyebiliyor.
Maaşlarımızdan, ücretlerimizden kesilen, attığımız her adımda ödediğimiz vergilerin nereye, kime harcanacağına dair bize hiçbir söz hakkı tanınmamıştır.
Oysa 2021 yılı bütçesi emekçi kesimler ve dar gelirliler için bir acı reçete, kuru ekmek bütçesidir.
EMEKÇİ İÇİN TEK BİR ÖNLEM YOK
Buna karşın bütçenin asıl kaynağı olan işçi ve emekçiler olarak bizlerin yaşadığı iş ve gelir kaybını giderecek, acil ekonomik ve toplumsal ihtiyaçları karşılayacak tek bir önleme yer verilmemiştir.
Siyasal iktidar emekçilerin taleplerine karşı o kadar duyarsızlaşmıştır ki; COVİD-19’un sağlık emekçileri için meslek hastalığı kabul edilmesine bile kulaklarını tıkamıştır.
İSLAM ÜLKESİNDE KUMARBAZ
SERMAYEYE SERVET TRANSFERİ
Salgına karşı canı pahasına mücadele edenlerin bu haklı talebi ‘maliyet’ olarak görülürken Milli Piyango’nun ve At Yarışlarının KDV’si sıfıra indirilmektedir. Böylece buraları devralanlara halkın cebinden 65 Milyar TL servet transfer edilmektedir.
Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da parası bizim cebimizden çıkacak olan şehir hastanelerine, otoyollara, köprü ve tünellere bütçeden 35 Milyar TL ayrılmıştır.
Pandemi ile derinleşen işsizlik, hayat pahalılığı, yoksulluk cenderesinde sıkışan emekçilerin, halkın sırtına yıkılan yükü daha fazla büyüten bu sermaye, rant, savaş ve yağma bütçesi bizim bütçemiz değildir.
Kamusal hizmetleri geliştirecek, salgın süresince iş ve gelir kaybına uğrayan kesimleri destekleyecek halktan, emekten yana bir bütçe oluşturulmalıdır.
Salgın hızla devam ettiği koşullarda bütçe kaynakları halkın sağlığı ve geçimi için kullanılmalı, sosyal devlet uygulamaları için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
KESK olarak Emekten-Halktan Yana Bütçe mücadelemizi her şart altında sürdürmeye devam edeceğiz.
HALKIMIZ BÜTÇE HAKKINA SAHİP ÇIKMALI
Pandemi koşullarında bile işsizliğe, yoksulluğa, hayat pahalılığına terk edilen, eğitim- sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı piyasalaştırma ile engellenmek istenen toplumun yüzde 99’unu oluşturan milyonları bir kez bütçe hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz.” (Haber Merkezi)