Ülkede, sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasındaki iktidar mücadelesini, bu mücadelede yaşananları, karşılıklı kazanım ve kayıpları yıllardır yakından izler, analiz etmeye çalışır, bunları sizlerle paylaşır ve nihayetinde ışçi sınıfı yanındaki tavrının gereğini yapmaya çalışırım.
Tabi ki, hayatta her şeyin bir bedeli olduğu gibi benim bu tavrının da bir bedeli oluyor. Ve ben tereddütsüz olarak bunun gereklerini yerine getiriyorum, getiririm ve de hep getireceğim.
Son dönemde bu mücadelenin tarafı olan işçi sınıfının gereğini yerine getirip getirmediğine ilişkin çarpıcı ve yakicı tartışmalar var. Biraz bunlardan söz etmenin tam zamanıdır...
Mesela;
İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Valfsan fabrikasında “eleman fazlalığı” gerekçesiyle işten çıkarılan Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye 10 işçinin sürdürdüğü onur ve ekmek mücadelesi.
Bu yakıcı mücadelenin kaç gündür sürdüğünden bağımsız olarak işçilerin taleplerine bakmak gerekir öncelikle.
Diyorlar ki,
İşimize geri dönelim...
Olası bir işçi kıyımının önüne geçebilelim.
İşyeri temsilcileri görevden alınsın, yeniden adil bir seçim yapılsın.
İşçiler, bu konudaki çalışmalarını sosyal medya kampanyalarıyla da gündemde tutmaya çalıştı. Yaptıkları bir çağrıyla
Twitter’da #ValfsanİşçileriDireniyor etiketiyle eylem gerçekleştirdi.
Etiket, dünyada en çok konuşulan gündemler (TT) arasına girdi ve üçüncü sırayı aldı.
Bence de, bu sonuç bütün emekçilerin gücüdür. Bu yüzden rahatlıkla söylenebilir ki, ‘Birleşen işçiler yenilmezler’...
Bunu, sınıfın diğer kanlarındaki işçilerinin Valfsan direnişine verdikleri destek de doğruluyor zaten.
Mesela;
İstanbul Ataşehir Belediyesi’nde işten atılan ve belediyenin önünde uzun süredir direnişlerini sürdüren işçilerin ziyareti.
Bu arada, Valfsan’da hala çalışmakta olan işçilere, direniştekilerle görüşmemeleri için baskı yapıldığı iddialari ise mide bulandırıcı.
Düşünsenize, kısa bir süre önce beraber çalıştığınız insanlara, yani dostlarınıza, sınıf kardeşlerinize, işten çıkartıldıkları için destek ve selam vermeyin baskısıyla karşılaşıyorsunuz.
Ne yaparsınız ?
Ben, o baskıyı yapmaya yeltenenlere şapkasını ters giydiririm, eminim siz de böyle düşünüyorsunuzdur.
“Direnişçiler ile diyaloğa girmeyin, el sallamayın, selam vermeyin, onların sosyal medya paylaşımlarını beğenmeyin” diyerek baskı yapan, servis şoförlerine de “Onların önünden hızlı geçin, servislerin perdelerini çekin, direniştekilerle göz teması kurmayın” talimatı verenler ağır bedel ödetmek için.