İş Cinayetleri Yerel Basına Nasıl Yansıyor? (1)

Halil Yeni

 

Kentte uzun yıllar gazetecilik yapan ve Kocaeli de yaşanan iş cinayetlerini özel olarak takip edip haberleştiren biri olarak iş cinayetlerinin yerel basına nasıl yansıdığını sizlerle anlatmak ve haberlerde karşılaştığım bilinçli ya da bilinçsiz yapılan hata ve yanlışlıkları paylaşmak istiyorum.

 

Çünkü iş cinayetlerinin yerel basına yansımasında belirgin sorunlar mevcut. Bu sorun ciddi bir durum karşısında ciddiyetsiz bir habercilik anlayışını da beraberinde getiriyor. Ve ulusal gazetelerin yerel muhabirlerden beslendiğini veri alırsak, yerel gazetelerde ki yanlışlar ulusal gazetelere de aynı şekilde yansıyor.  Bu yansımanın sonucu olarak tüm basın sanki ortak bir dilde anlaşmış gibi yaşanılan iş cinayetlerini aynı hatalar ve kalıplaşmış cümleler üzerinden kamuoyuna sunuyor.  Ve bu durum iş cinayetlerinin manipüle edilmesine ve karartılmasına da imkân sağlıyor.

 

Bunlardan ilki isim verme korkusudur. Kentte gerçekleşen bir çok iş cinayetinde yerel basın kazanın gerçekleştiği firmanın yada fabrikanın adını yazmıyor, yazamıyor. Firma ismi veremeyen gazeteler daha çok firmayı iş kolu, bulunduğu ilçe yada faaliyet gösterdiği organize sanayi bölgesi üzerinden tanımlayarak biraz olsun haberi kotarmaya çalışıyor. Fakat bu durum iş cinayetinin karartılmasına da neden oluyor. Çünkü iş cinayetinin hangi firmada gerçekleştiği kamuoyuyla paylaşılmıyor.

 

İkinci yapılan hatalardan biride kalıplaşmış ‘’ yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.’’ İfadesidir. Ölümle sonuçlanan İş kazalarında haberlerin neredeyse çoğunluğu klasik bir cümleyle devam eder.  ‘’işçi yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.’’ Bu tanımlama oldukça masum görüne bilir fakat insan zihninde bir algıya hizmet ettiği de çok açıktır. Sonuç olarak bu ifade ‘‘iş sahasında ki sağlık görevlilerinin yada ilk yardımcıların kazaya uğrayan işçiyi yaşama döndürmek için ellerinden geleni yaptıklarına fakat tüm müdahaleye rağmen kurtaramadıklarına’’ çıkıyor.

 

İş kazalarında ölümlerin bazıları da kazanın gerçekleştiği anda ve yerde meydana geliyor. Bu yüzden iş kazalarında yapılan yaşamsal müdahaleler çok büyük önem arz ediyor. Fakat bugün iş yerlerinin çoğunda doktor, hemşire yahut sağlık personeli yoktur. İş yerlerinde bulunan eğitim almış ilk yardımcılar ise zorunlu olan bir prosedürü yerine getirmek için sertifika edinmiş olup, aldıkları eğitimler nitelikli değildir. Yada yalnızca teoride kalmaktadır. Ve gazetelerin ‘’tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı’’ dediği şey ya kazazedeyi bilinçsiz bir şekilde arabaya atıp en yakın sağlık kuruluşuna götürmek yada ambulansa haber verip beklemek olarak kendini gösteriyor. Sonuç olarak bu haber dili, sanki her iş yerinde olası bir duruma karşı anında müdahale edebilecek bir sağlık görevlisi varmış algısına hizmet ediyor. Oysa bu doğru değildir.

 

Örneğin bugün sadece Gebze de değil tüm Kocaeli de kentsel dönüşüm yaşanıyor ve her sokak başında müteahhitlerin kat karşılığı yaptığı inşaatlar yükseliyor. Birinin, sadece birinin önünden geçerken baktığınız da çalışma alanında bir sağlık görevlisi görmek imkânsızdır. Bırakılalım bir sağlık çalışanını, iş güvenliği için tedbir alınmadığına da çokça şahit olursunuz.  Bu durum karşısında ‘’ Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı’’ sözü yalnızca haberi devam ettirmek için kullanılan bir cümleden ileri gitmiyor.

 

Devamını haftaya yazmak üzere yazıma şimdilik ara veriyorum. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.