Kadınlar terk edilmeye, önemsenmemeye tahammül edemezler. Aldatılmak ölümleri olur. Bir kadına kadın olduğunu, hissettirmek istiyorsanız onu kendinizle eşit tutup her türlü haklarına saygı göstereceksiniz.
Hangi konuda olursa olsun, siz ona bir verirseniz o size beş verir. İnsanlık tarihi boyunca filozoflar, şairler, yazarlar, kadınları anlamaya çalışmışlar, onların hakkında yazmışlar, çizmişler. Kadınların yüzünden büyük acılar çekmişler, hiçbir şey anlayamamışlar. Çünkü yeryüzündeki canlıların en anlaşılmaz varlıklarıdır onlar. Kendileri bile kendilerini anlayamamıştır. Romeo ve Juliet sendromu bunun sonucudur.
Ben şimdi bir kadınla bir erkek arasında geçen, insanlık tarihinin aşklarından birini anlatacağım ve kadının ne kadar karma karışık bir varlık olduğunu göreceğiz. Kadının ismi Salome, insanın başını döndürecek kadar güzel, ihtiraslı, tutkulu bir kadın. Zehirli bir çiçek. Adam dünyaca ünlü dinler tarihinde adı Vaftizci Yahya olarak geçer. Bu aşk ikibin yıl önce İsrail’e yakın bir yer olan Celile’de yaşanır. Vaftizci Yahya Celile’de daha İsa’nın ismi duyulmadan önce herkese onun geleceğini haber verir, “Mesih geliyor ve hepinizi kurtaracak” diyerek insanları vaftiz ediyordu. Bu olayın kahramanlarından biri de zamanın kralı Hirodes’dir. Hirodes Yahya’yı tutuklamış ve bir yer altı zindanına hapsetmiş. Salome Kral Hirodes’in yeğenidir ve Yahya’yı çok merak etmektedir.
Bir gün gizlice zindana gider. Askerler zindanın demir kapılarını yavaş yavaş açarlar. İçeriden ayakları prangalı elleri zincirli, saçı sakalı birbirine karışmış yaşlı bir adam çıkarırlar. Adamı görür görmez ona büyük bir tutkuyla aşık olur Salome. Ama Yahya ona karşılık vermez. Kızar, hakaret eder, onu aşağılayan sözler söyler. Bütün bunlara aldırmaz Salome, yalvaran bir sesle “ izin ver hiç değilse bir kere dudağından öpeyim” der. Bu isteğini de büyük bir tepkiyle reddeder Yahya. Bütün istekleri reddedilen bu kadın işte o an o zindanın önünde insanlık tarihinin en büyük intikamının yeminini eder ve bu intikamı nasıl yapacağının kurgusunu kurar. Tarihteki en zor, en kanlı, en hüzünlü, en ilginç intikamıdır bu intikam. Salome oradan saraya gelir. Sarayda kral büyük bir ziyafet vermektedir. Kral Hirodes bir süre önce üvey kardeşini öldürmüş onun eşiyle evlenmiştir… Salome bu kadının kızıdır. Kral Salome’den dans etmesini ister, dans etmeyi reddeden Salome’ye akıl almaz teklifler yapar. Dans etmeyi kabul eden Salome’nin kafası kendini reddeden adamdan nasıl intikam alacağındadır. Bir ara Kral Salome’nin yanına gelir ve “dile benden ne dilersen” der. Acılı, ağrılı, ağlamaklı bir ses tonuyla bana gümüş tepsi içinde Vaftizci Yahya’nın başını getirtin der. Aşağılanmanın, şehvetin esir aldığı Salome’den kral bile korkar. Artık yapılacak bir şey kalmamıştır. Emir verilir. Yahya’nın başı Salome’nin önüne konur. Salome kendisini reddeden erkeğin başını eline alır ve onunla konuşmaya başlar… “Tutkumu ne seller, ne büyük denizler söndürebilir… Sen beni aşağıladın, kadınlığımı ateşe verdin, aşkın gizemi ölümün gizeminden daha büyük.” Sonra Yahya’nın başının önüne eğilir ve ağzından öper…. Bu kadın beni korkuttu.