Milli Eğitim Bakanımız Nabi AVCI, tüylerimizi diken diken eden bir açıklama yaptı. Bu açıklama insana, insan hayatına ne kadar yabancılaştığının ve insanı bir nesne gibi gördüğünün, bir hissizleşme halinin ifadesi.
Milli Eğitim Bakanımız Nabi AVCI, ataması yapılmayan öğretmenler ile TEOG’dan düşük puan alan öğrencilerin intihar ettikleri yönündeki eleştirileri de değerlendirirken, “Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum. Gösterişli intihar eylemi diye bir sendromundan bahsediliyor. Aslında niyet olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı” ifadelerini kullandı. Bu açıklama; insanlığa karşı yapılmış acımasız bir değerlendirmedir. Bizler vefat eden arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize Allah’tan rahmet ve acılı ailelerine başsağlığı diliyoruz.
Eleştirel Pedogoji Dergisi’nin 22. sayısında öğretmen arkadaşımız Didem GÜLENASLAN’ın küçük hayaller ölmesin yazısında belirttiği gibi, “Bizim olmayan çocuklarımız ve onların görünmeyen ruhları, onları bulunduğumuz evrende, ülkede, sistemde yok edişimiz, ruhlarını zedeleyişimiz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi sayfasında yayınladığı amaçlarla ters düşüşü. Ve sonuçta sınavların sitresi ile yaşayan, bütün geleceğini o sınavlara bağlayan, bağlamak zorunda bırakılan, bizim olmayan ruhların bu dünyadan göçüp gidişi”.
Ve 2012 SBS kurbanı Nazik KIRAÇ, intihar etmeden önce mutfak masasına şu notu bıraktı;
Sevgili Ailem!
Böyle olmasını istemezdim. Ben de isterdim bu dünyada yaşamayı… ancak başarılı olamıyorum… ben dedemin gittiği yere gidiyorum. Sakın benim için ağlamayın. Sizi seviyorum.
Biz de bu eğitim sisteminin mağdurları olan öğretmen arkadaşlarımızı ve öğrencilerimizi seviyoruz. Atanamayıp intihar eden 42 arkadaşımızın önünde saygıyla, sevgiyle eğiliyoruz.