İNÖNÜ’YE İFTİRALAR DİZİSİ…

                    

 

    Türkiye tarihinin ya bilgisizlikten ya da maksatlı saptırmalarından ileri gelen bir konuyu “İsmet İnönü” teşkil eder. “En cömert övgülerden en ağır yergilere uğramış sade bir insanım” sözü İnönü’nündür. 

 

    İnönü ne yapmıştır? Daha “Yüzbaşı” rütbesindeyken Osmanlı Yemen Ordusu komutanı Ahmet İzzet Paşa’nın uygun görmesiyle “kurmay başkanlığı” yapmıştır. Askerlik tarihinin kaydetmediği Böylesi bir görevlendirme, 1905 yılında İnönü’nün yeteneği nedeniyle Yemen’de görülmüştür.

    Kurtuluş savaşında “Albay” rütbesinde Genelkurmay Başkanıdır. Emrinde Generaller vardır. Yadırganmamıştır. Atatürk’ün deyişiyle: “Ulusun ters dönmüş talihini” iki meydan savaşında yenen bir başarı örneğidir. Sakarya ve Dumlupınar’da Atatürk’ün hemen yanı başındadır.

    13 ülkenin katıldığı Lozan konferansında Türkiye’yi hukuken dünyaya onaylatan isimdir. Cumhuriyeti kurulmasında en ön safta yer alan ilk Başbakandır. Etkin bir Cumhurbaşkanı olarak bu ülkeyi İkinci Dünya Savaşından uzak tutan diplomattır. Çok partili siyaseti öncülerinden ve siyasal tarihçi Dankert Rostow’un tanımlamasıyla: “Dünya tarihinde demokrasiye geçişin eşsiz onurunu taşıyan kişidir”

  İnönü “halkçı-devletçi” politikayla Kamu İktisadi Teşekküllerini kuran, demiryolu planlama ve uygulamasından, toprak reformuna, güzel sanatlara ve muntazam orduya kadar her işte hizmet etmiş bir devlet adamıdır. Ama 1945’lerde öncülük ettiği çok partili zemin İsmet İnönü’ye onur kazandırırken, “hurafe ve safsatalarla” beceriler gösterenlerin de ağır iftiralarına maruz kalmıştır. Ama o : “Tek noksanımız buydu, demokrasiye geçtik” demekten geri kalmamıştır.

   “İnönü savaşları yoktur” iddiasındaki sahtekarlık en baştaki iftiradır. Bunu diyen yalancılar, başkaca hiçbir yere bakmadan Atina’daki “Yunanistan Harp Tarihi Enstitüsü”nün istatistiklerini okumalı, General Trikopis’e ait kaynaklara başvurmalı ve eğer onurları varsa utanmalıdırlar.

   Para ve pullarla ilgili düzenleme;30 Aralık 1925 tarih ve701 sayılı yasa ve 16 Mart 1926 tarihli 3322 sayılı kararnameyle ve Atatürk’ün imzasıyla yürürlüğe girmiştir. Buna göre:”Para ve pullarda Cumhurbaşkanı resmi olacaktır”.1937 yılındaki 2.emisyon basımda Atatürk ve İnönü’nün birlikte resimleri vardır. Her iki tarihte de Atatürk sağdır. Cumhurbaşkanı olunca da İnönü, yasanın gereğini yapmıştır. Ama bu ayrıntılar, bilgisizlik veya saptırmalarla:”İnönü, Atatürk’ü paradan-puldan sildi”  iftirasına doğru uzanmıştır.

    “İnönü camileri ahır yaptı” iddiası esassız bir suçlamadır. İkinci Dünya Savaşında dört yanı savaş içindeki bir ülkenin eli-ayağı tutan gücü askerdi. Babam da o sırada yedeksubay Üsteğmendi. Askerin o koşullarda Camilerde yattığı ve elbette İnönü’nün bilgisiyle Genelkurmay Başkanı Mareşal Çakmak’ın emir verdiği bilinir. “Asker çatılı dam bulamayınca vatan savunması için her yerde barınır, mevzi tutar” sözü Mareşalindir.

     “Halka buğday yerine süpürge tohumu yedirdi” sözünü İnönü kabul eder ve der ki: “Doğrudur.Buğdayın çoğunu ordu için silolara doldurmuştuk.Ama çocukları babasız bırakmadım !..”  

         Ayrıca:”İnönü, Köy Enstitülerini açtı sonra da kapattı” denir. Bu kurumları, 17 Nisan 1940 tarihinde İsmet İnönü açmış ama 1954 yılında Demokrat Parti hükümeti, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri eliyle kapatmıştır.

       “27 Mayıs 1960’ın öncüsü İnönü’dür” diyenler, Org.Cemal Gürsel’in: “Kendisine sorsaydık karşı çıkardı” dediğini arayıp, bulmalıdırlar.

       İsmet İnönü’nün değerli hizmetlerini ret ve inkar eden müfteriler, tarihsel gerçekler önünde sorumludurlar.