Türkiye, uzun zamandır pandeminin etkisi altında ve yurttaşlar yaşam koşulları kısıtlanmış halde sıkıştırılmış bir biçimde yaşamaya çalışıyor.
Ama, birileri hariç...
Yani, pandemi ile mücadelenin bile sınıfsal karakter taşıdığını imtiyazlı yurttaşlar sayesinde iyice öğrendik.
Kimden mi söz ediyorum ?
Milletten değil, milletin vekillerinden söz ediyorum.
Mart ayından bu yana MASKE, MESAFE ve HİJYEN diyerek halkın yaşamını kısıtlayacaksın ama burjuvazinin ve siyasal organizasyonları yönetenlerin yaşamına dokunamayacaksın.
Bunun adı, düpedüz AYRIMCILIK. Ve bu ayrımcılığın temelinde de SINIFSALLIK yatmaktadır.
Anımsayın lütfen;
AKP Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman'ın evladının düğününe 1500 civarında davetli katılmış, ne maskeye ne de mesaeye dikkat edilmemişti. Hatta böyle durumlarda ceza kesilmesine onay verecek makamdaki Kaymakam bile o kalabalıktaydı.
Düğün yazılı yaygın medya ve TV kanallarında manşete taşındı ve neredeyse herkes tepki gösterdi.
Sonunda, Cemil Yaman olayına alt sınırdan (6 bin TL civarında bir ceza) para cezası kesildi ve konu soğutulmaya bırakıldı.
Şimdi de, CHP'nin milletvekili Haydar Akar'ın evladının düğününe takıldı gözler.
İzmit'teki Emex Otel'in açık alanında yapılan düğün törenine de yüzlerce kişi katıldı. Ve orada da, Yaman'ın düğününe benzer manzaralar oluştuğu gözlendi.
Ne olacak ki ?
Alt sınırdan bir para cezası da ona kesilir, olur biter...
Eeeeee, vatandaşa gelince ne oluyor ?
Düğün ve nikâh törenleri neredeyse bir saatle sınırlandırılıyor. Çocukların alınmadığı bu törenler, 65 yaş ve üzerindekiler için işkenceye dönüşüyor. Çünkü, o kuşaktakilerden sadece birinci derece yakınlara izin veriliyor, gerisine yasak. Salgın koşulları nedeniyle katılım yarı yarıya düşürülüyor ve ikram yapılamıyor.
İki farklı düğün ya da nikah törenleri karşılaştırıldığında milletvekilleri için "imtiyazlılar" demek çok mu olur ?
Bu arada, AKP milletvekili Yaman için ortalığı ayağa kaldıranların (medya) CHP Milletvekili Haydar Akar'a söyleyecek sözleri yok mu ?
Merak ediyorum...