Siyaset kazanının kaynadığı günlere doğru evriliyoruz.
Her siyasi parti iktidara giden yolun yerel yönetimlerden geçtiğinin bilincinde.
Bunun için yerel yönetimler çok önemli yer tutmakta.
Hatta yerel yönetimler iktidara giden yolun ilk basamağıdır diyebiliriz.
Bu yüzden kent insanını iyi bileceksin, onun sıkıntılarına, sorunlarına derman olacaksın.
Ne toplumun gerisinde kalacaksın ne de ötelerde dolaşacaksın.
Yaklaşık 25 yıldır Gebze, Darıca, Dilovası bugünki iktidar ve onun devamı olan kadrolar tarafından yönetilmekte.
Kentleşme adına yapılan yatırımlara şöyle bir gözatalım, iyisiyye kötüsüyle neler yapıldığına bakalım;
Şehir merkezleri adım atılamayacak duruma geldi.
Trafik sorunu, park sorunu, ulaşım sorunu nasıl çözüleceğine ilişkin yeterli bilgiye sahip değiliz.
En kolay çözüm sokak araları, yol kenarları belediyeler tarafından otopark haline dönüşmüş olmasıdır.
Aracı çekilen vatandaş yerel yöneticiye haklı olarak şöyle bir soru sormaktadır;
“Bana aracımı park edebileceğim bir yol göster, ben de rahatlayayım siz de bu eleştirilerden kurtulun”
Böyle bir sorunun cevabı şimdilik yok.
Şehir içerisinde yaşanan trafik kazalarında son günlerde artış var.
Geçtiğimiz haftasonu GOSB yolunda oldukça ağır bilançolu ölümlü bir trafik kazası yaşandı.
Dört kişi yaşamını kaybetti, dört kişi de yaralandı.
GOSB kavşağını yetkililere her sorduğumuzda farklı cevaplar alıyoruz.
Bu yolun ve kavşağın durumu ne olacak?
Günün hangi saatinde giderseniz bu yol güzergahında trafik yoğunluğu ile karşılaşmak mümkün.
Artık insanlar trafiğin yoğunluğuna alıştı ve alıştırıldı.
Peki, bu yoldaki can ve mal güvenliğinden kimleri sorumlu tutacağız(?)
Hava yağışlıydı, yol kaygandı diyerek hiç kimse sorumluluktan kaçamaz.
Hz. Ömer’in güzel bir sözünü hatırlayalım;
“Issız bir ovada bir kuzu kaybolsa bundan kendimi sorumlu tutarım”demişti Hz. Ömer.
Şimdi sormak lazım, bu denli fazla gelir kaynakları olan bir şehrin sorunları gün geçtikçe çözülemeyecek duruma geliyorsa bizi yönetenlerin hiç mi sorumluluğu yok.
Uzun zamandır iktidarın yerel yönetim politikaları yeterince konuşulmuyor, tartışılmıyor.
Çünkü ülke gündemi o kadar yoğun ki yerel konuları konuşacak zemin kalmıyor.
Önümüzdeki seçim sürecinde yerel yönetimler iyisiyle kötüsüyle sorgulanmalı.
Aksi halde şehrin sokakları yürünemeyecek duruma gelir.
İşsizlik, hayat pahalılığı halkın daha bir yoksullaşması, yeşil alanların talanı yandaşlara yapılan kıyaklar doğruları söyleyenlerin susturulması, kentsel dönüşüm alanlarının rantsal dönüşüme yönelmesi hepsi bu kentte yaşayan insanlara iyi anlatılmalı.
Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan anlatılmalı.
Aksi halde bizden sonraki kuşaklara söyleyecek hiç bir mazeretimiz olamaz.