Haftanın açılış karşılaşmasında Galatasaray, ligin ilk maçında Fenerbahçe’ye deplasmanda 3 gol atarak dikkatleri üzerine çeken Ümraniyespor’a konuk oldu. 86 dakikası golsüz geçen maçın skorunu Galatasaray lehine çeviren isim sarı kırmızılıların nöbetçi golcüsü Bafétimbi Gomis oldu. Gomis, Antalyaspor deplasmanında da olduğu gibi oyuna sonradan dahil olup gol katkısı yaparak takımına +4 puan katkı sağladı ve Galatasaray’ı ligin üst sıralarında tuttu. Öncelikle Galatasaray adına ilk 45 dakikanın tamamen çöpe gittiğini söyleyerek başlayalım. Birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan 11 oyuncu yan yana gelmiş ve hadi oynayalım diyerek maça başlamış gibi plansızca geçen bir ilk yarı olduğunu söyleyebilirim. 3. bölgede top kullanan oyuncuların ceza sahasında boş pas bekleyen arkadaşına oynamak yerine direkt kaleye şut denediğini defalarca gördük. İlk yarı bitiminde Seferovic’in pas isabeti %57, Kerem’in ise %56’da kalması oyun kurulumunda problemlerin olduğunun da net göstergesi.
Galatasaray kadrosunun kurulum aşamasında tempo beklenen ve teknik beklenen oyuncular olduğunu görmüştük. Galatasaray’ın önde gelen sıkıntısı da tempo beklediği oyuncularından “star” tavrıyla takım oyununa destek bulamaması. Kerem ve Yunus da bana göre bu oyuncuların başında gelen iki isim. Kadroya baktığımızda 30’luk Seferovic, 35’lik Mertens, fiziği erimiş Oliveira üçlüsünden tempodan çok oyunu yönlendirmesi ve skor katkısı yapması beklenir. Bu isimlerin yanına kanatlardan Kerem ve Yunus da eklenirse ortadan Torreira, sağ bekten de Sacha Boey’in kattığı temponun takım oyunu açısından yetersiz olacağı aşikar. Birlikte oynayan oyuncuların birbirinden talep ettikleri özellikler çakıştığı veya karşılanamadığı için de ortaya “ne yaptığını bilmeyen takım” çıkması olağan bir sonuç.
Gelmesi muhtemel transferleri dışarıda tutarak söylüyorum; Galatasaray, Mertens-Seferovic ikilisini birlikte kullanabilmesi için en ideal orta saha ikilisi Midtsjø-Torreira gibi görünüyor. Bunun yanında kanatların takım oyununu da bozmaması elzem bir nokta çünkü sistem onların savunma katkıları – savunma katkısından öncelikli kastım daha derine gelerek oyunu kurmaya yardımcı olmaları, amiyane tabirler ileride beklememeleri- hesaba katılarak kurulmak durumunda.
Galatasaray’ın 45-65 dakikaları arasındaki baskılı oyunu Okan Hoca’nın kılavuzu olacaktır diye düşünüyorum. Bu 20 dakikada topla oynama %71’e kadar çıkarıldı ve 5’i ceza sahası içinden 11 şut çekildi. Bu ivmenin düşmesinde Kerem’in yerine Emre Kılınç’ın oyuna girmesi de oldukça etkili oldu. Emre Kılınç hiçbir şekilde oyuna katkı sağlayamadı, açıkçası en son ne zaman katkı sağladı onu da hatırlamıyorum. Kanat bölgesinde her oyuncu değişikliğinin oyunu negatif etkilemesi de kanat rotasyonunun yetersizliğini gösteriyor diyebiliriz.
Ümraniyespor, rakiplerine göre oldukça düşük bütçeyle kurulduğu ortada olan bir takım. Ligin ilk maçında Fenerbahçe’ye karşı galibiyeti maç sonunda kaçırmışlardı, 2. maçta ligin flaş takımı Antalyaspor’dan -o Antalyaspor bugün Trabzon’u 5-2 yendi- daha fazla gol beklentisi(xG) istatistiğine sahip olmasına rağmen 1-0 yenilmişlerdi ve bu maçta da 1 puanı aslında Gomis’in beklenmedik golü nedeniyle kaybettiler. Lige en zor fikstürle başlayan takım olmalarına rağmen gösterdikleri performans bize 6. haftanın ardından yükselişe geçeceklerini gösteriyor. Recep Hoca’nın, Ümraniyespor’u teknik direktör dokunuşuyla bu noktaya getirmesi önemli bir başarı. Dikkatle takipçisi olmaya devam edeceğiz.