İzmit’te Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in araç alımı için 125 milyon TL tutarında kredi yetkisi, belediye meclisinde çoğunluk konumunda olan Cumhur İttifakı’nın meclis üyeleri tarafından ret edilince konu önce billboard diye adlandırılan reklam panolarına, ardından ulusal medyaya kadar taşındı. Başkan Hürriyet, AKP ve MHP meclis üyelerini reklam panolarından halka şikâyet etme hamlesinde siyasi bir başarıyı bu şekilde edinmiş oldu.
Öncelikle İzmit Belediyesi’nin bir kamu kurumu olmasından sebep şikâyet için seçilen zemini doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Şikâyet metninde yer alan kelimeler ile de kamu kaynağı ile siyaset yapılmıştır. O çalışmanın gideri başta İzmitliler olmak üzere istisnasız tüm yurttaşların kesesinden çıkmıştır.
Başkan Hürriyet için bu hamleler önemli..
Önümüzdeki yerel seçimlerde partisinden Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı hevesi de olan Başkan Hürriyet, bu süreçte ne yapsa yeridir ama kamu kaynaklarını bu şekilde kullanmasını tartışmasız yanlış buluyorum.
Bu hedef doğrultusunda Kocaeli’nin diğer ilçelerinde de varlığını hissettirme amacında. Baldur direnişi ve grevi esnasında, grevdeki emekçilere gıda kolisi desteğini yerinde bulmuştum ancak İzmit Belediyesi’nin kimi çalışmalarının Gebze dâhil olmak üzere İzmit dışındaki ilçelerdeki reklam panolarında da yer alması, babalar gününde hazırlanan hediye paketlerinin İzmit İlçe sınırları dışında da dağıtılması tartışmasız yanlıştır.
Meseleyi biraz daha politikleştirdiğimde şu sorunun yanıtı da önemli:
AKP kurumsalında siyasal İslamcı vahşi kapitalist dönemi genelde, yerelde sona ermeli. Mesele kişiselleştirilmemeli. Örneğin yine şahsım adına, “Erdoğan gitsin… Büyükakın gitsin… Büyükgöz gitsin… Çiftçi gitsin” değil. Sistem, düzen, anlayış merkeze alınmalı. Partileri, duruşları farklı olsa bile kafa aynı kafa olduktan sonra değişmiş olan bir şey olmaz ki.
**
Sözün, konunun özüne geri döndüğümde..
Kimi çevrelere göre, İzmit Belediyesi’nin yaptığı hukuka da aykırıdır.
Kimi çevrelerden kastım, AKP’ye yakın çevreler.
“Hukuk” dediler.
Başkan Hürriyet söz konusu hamlesi ile konuyu ulusal basına taşımasının ötesinde AKP’lilere, “Hukuk” dedirtme başarısını da göstermiştir.
Bu tartışmanın tek getirisi bence bu detay olmuştur…
**
SAİDE ARSLAN ÇALIŞKAN'IN YORUMU...
Gebze Belediyesi CHP Meclis Üyesi Avukat Saide Arslan Çalışkan söz konusu yorumuma dair sosyal medyadan bir paylaşımda bulundu. Paylaşım şöyle:
Bu gün gazeteci Aktan Uslu'nun köşe yazısını okurken aklıma yazımın sonundaki soru takıldı.
Aktan bey yazısının ana fikri olmasa da içeriğinde ,İzmit Belediye başkanı sn.Fatma Kaplan Hürriyet'in kamu kaynaklarını kullanarak halka hizmet etmesini engelleyenleri halka şikayet etmesinin doğru olmadığını , buna katılmadığını söylüyor. Elbette bu bakış açısı konuya nereden baktığınızla ilintili. Örneğin şöyle bir bakış açısı ile konuya yaklaşabiliriz.Halkın kendisine yapılan hizmet konusunda bilgilendirilmesi yanında yapılamayan hizmet konusunda da bilgilendirilmesi gerekmez mi?
Her belediyede olduğu gibi İzmit belediyesinde de sayısal üstünlüğünü kullanarak belediye başkanı kendi partisindense hukuka uygun olup olmadığına bakmadan önüne ne gelirse evet oyu veren (son Gebze meclisinde olduğu gibi) kendi partisinden değilse halka doğru ve yerinde bir hizmet olsa dahi sırf belediye başkanını çalıstırmamak adına red oyu veren(yine son yapılan İzmit meclisinde olduğu gibi) Akp'li meclis üyelerinin, üç yılı aşkın süredir ortaya koydukları bu tutumu basin yayın afiş ve bilbordlarla halka duyurma , hizmetin önünde duran engelin halk tarafından bilinmesi açısından bir bilgilendirme değil midir? Nasıl ki başta Kocaeli Büyükşehir Belediye başkanı sn Tahir Büyükakın olmak üzere 11 ilçenin Akp'li belediye başkanları afışlerle bilbordlarla halkın parası ile halka yaptıkları hizmeti halka duyuruyorlarsa sn.Fatma Kaplan Hürriyet'inde yapmak istediği ancak yapmasına engel olunan hizmetleri de halka duyurması gerekmez mi? Bunu Tahir Büyükakın , Zinnur Büyukgöz ve diğer Akp'li belediyeler yaparken kimsenin sesi çıkmazken , Fatma Kaplan Hürriyet yapınca mı kamu kaynakları israf ediliyor. Onlara hakta niye Fatma hanıma müstehak?
O takdirde tüm kamu oyunun başta Büyükşehir olmak üzere 12 ilçenin yaptığı tum reklam giderlerini sorgulayıp, tüm başkanlara "bir dakika siz ne yapıyorsunuz yaptığınız bu kadar reklam gideri ile kaç çocuk doyar, kaç yoksul çocuğun eğitim gideri karşılanır, kaç yoksulun sofrasına aş olur" diye sorması gerekmez mi?Gerekir ve o hesap herkese sorulduğu, sorulabildiği gün yatağa hiç bir çocuk aç girmez, hiç bir baba çocuğuna bakamadı diye intihar etmez, hiç bir anne tencereye bu gün ne koyup pişireceğim diye düşünmez.
Bu arada sözüm sana değil Aktan Uslu.Yoksa senin kaleminin her kese karşı adil olduğundan şüphem yok.Sözüm Halka Hizmet Hakka
Hizmet diyip sonrada halkın hakkını siyasi emelleri için kullanan bilimum zevata.