İzmit Belediyesi tarafından düzenlenen “Göçün İki Yakası: Gidenler ve Kalanlar Türkiye - Yunanistan Nüfus Mübadelesi’nin 102. Yıl ’’ anma programı Balkan Dernekleri Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Program kapsamında gerçekleştirilen söyleşinin moderatörlüğünü Doç. Dr. Esma Torun Çelik yaparken konuşmacılar ise avukat Burhaneddin Hakgüder, Yavuz Ulugün ve Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Polatel’den oluştu. Söyleşi sonrasında da İzmit Belediyesi Kent Orkestrası katılımcılara Balkan ezgilerinin eşsiz nağmelerini sundu. Programa İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in yanı sıra Balkan Derneklerinin temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“HATIRALARI CANLI TUTMAYA GAYRET EDİYORUZ”
Programda konuşan Başkan Hürriyet şu ifadeleri kullandı; “Bugün Türk – Yunan Nüfus Mübadelesinin 102’nci yıldönümünde Balkan coğrafyasından gelen hatıraları, o dönemde yaşanan acıları ve aynı zamanda mücadeleyle şekillenen güçlü iradeyi anmak için bir aradayız. Biz her sene geleneksel olarak bu anmayı gerçekleştirmeye veya hatıraları canlı tutmaya gayret gösteriyoruz.
“DOĞDUKLARI TOPRAKLARDAN AYRILMAK ZORUNDA KALDILAR”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır’ bugün burada hissettiğimiz duyguları en güzel şekilde ifade etmektedir. Bir asırdan fazla bir zaman önce Yüz binlerce insan sadece kimlikleri, inançları ve kültürleri nedeniyle doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda bırakıldılar.
“GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMALI”
Yaşadıkları acıları hepimiz biliyoruz ve hepimiz yüreğimizde hissediyoruz. Mübadele tarihimizin en sancılı sayfalarından biri olmasına rağmen aynı zamanda dayanışmanın, kardeşliğin ve birlikte yeniden ayağa kalkmanın güçlü bir hikayesi olarak da yaşatılmalı, anlatılmalı. Gelecek kuşaklara da bunun ne anlam ifade ettiği hissettirilmeli. Bu akşam anma programında tarihimizin bu önemli sayfasını bir kez daha hatırlayacak, bir yandan o gözyaşlarını hissederken bir yandan da dayanışma ve umudun gücünü de hep birlikte yad etmiş olacağız.
“DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Doç. Dr. Esma Torun Çelik’in moderatörlüğünde avukat Burhaneddin Hakgüder, Yavuz Ulugün ve Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Polatel’in değerli bilgilerini dinleyeceğiz. Ardından Kent Orkestramız bizlere Balkan ezgilerinin eşsiz nağmelerini sunacak. Bizler İzmit olarak, tarihimize, değerlerimize ve kimliğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Balkanlar’daki soydaşlarımızın haklı mücadelesini her zaman destekleyecek, onların yalnız olmadığını her fırsatta dile getireceğiz.
“BÜYÜKLERİMİZİN MİRASINA SAYGIYLA”
Bu anlamlı programımıza destek veren, katkı sunan tüm Balkan derneklerimize teşekkürlerimizi sunuyor; mübadele sırasında hayatını kaybeden tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. O topraklardan ayrılırken memleketlerini kalplerinde taşıyan tüm büyüklerimizi, onların dirayetini ve bize bıraktıkları mirasi bir kez daha saygıyla anıyoruz.”
“ÇOK CİDDİ ACILAR ÇEKİLDİ”
Program kapsamında gerçekleştirilen söyleşinin moderatörlüğünü yapan Doç. Dr. Esma Torun Çelik, “Türkler Osmanlının iskan politikasının sonucu olarak Balkanlara yerleşti. Buraya özellikle 1950’lerden sonra göç edenlere öz be öz Anadolu’nun çocukları olduğunun hatırlatılması gerekiyor. En büyük göç süreci Balkan Savaşları sonrasında başlıyor. Bu dönem içerisinde çok ciddi acılar çekildiğini görüyoruz” dedi.
“MÜBADİLLER İZMİT’TE ESNAF BOŞLUĞUNU DOLDURDU”
Mübadele söyleşisinde hatıralarını anlatan Yavuz Ulugün ise, “İzmit’in eski esnaflarının yüzde 50’si, 60’ı mübadildir çünkü göç ettikleri o dönem İzmit’te bir esnaf boşluğu vardır. Mübadiller esnaflıkta çok başarılı olmuşlardır. Kente esnaf kültürünü yerleştirmişlerdir. Mübadele tarihini genç nesillere aktarmalıyız ve yaşananları unutturmamalıyız” diye konuştu.
“TOPLUMSAL HAFIZANIN KORUNMASI ZORLAŞIYOR”
Söyleşide konuşan avukat Burhaneddin Hakgüder, “Göçmenlerin torunlarının psikolojisine de odaklanmak lazım. Teknolojik gelişmeler hatırlama, unutma ve depolama işlevi görmektedir. Bu durum aslında insan hafızasını zayıflatmaktadır. Maalesef temel vasfımız hafıza teknoloji olmadan zayıfladı. Hafızamızın yapması gerekeni teknolojik cihazlara emanet ettik. Böyle bir ortamda toplumsal hafızanın korunması zorlaşıyor. Göç eden toplumların anma etkinlikleri hafıza depolarıdır” dedi.