Birkaç gündür yaşananlar 2009 sonrasını hatırlattı.
Hergün değişik konularla farklı olaylarla sarsılıyoruz.
Her seçim döneminde yaşananlar hafıza kartlarımızı sıfırlıyor.
Esas sorunlarımızı nedense bir türlü konuşma fırsatımız olmuyor.
Aklı selim herkesin bir dizi kaygıları var.
Buna rağmen siyasete yön verenler öncelikli konuları hep erteliyor ve öteliyor.
Bu kadar yakıcı sorunlar varken nelerle uğraşılıyor.
Ortadoğu kan ve gözyaşı içerisinde.
Irakta rehinlerimiz var. Onları konuşamıyoruz.
İçerideki durum işin içinden çıkılmaz halde.
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk en öncelikli sorunlarımız.
Kanayan yaralar tedavi edilmesi gerekirken kangren olmaya terk edildi.
Herkes kendi mahallesinin gerçeklerini dile getiriyor.
2009 yılında Ergenekon Balyoz KCK operasyonları yapılırken hukuksuz uygulamaları hep eleştirdim.
Kendilerini yargıçların yerine koyan ve yargıçların yerine soyunan insanlara seslendim. Hiç kimse umursamadı.
Bugünde benzeri hukuksuzluklar yaşanıyor.
Eğer ortada suça bulaşmış insanlar varsa bunlar hakkında peşinen hüküm vermeye kimsenin hakkı yok.
Önce bir bekleyelim iddianameler ortaya çıksın. İnsanlar nelerle suçlandığı belli olsun.
Eğer birileri 17 ve 25 Aralık’ın intikamını almak istiyorsa yanlış yolda olduklarını söylemekte yarar var.
Eğer gündemi değiştirmek amacıyla ulusalcı ve milliyetçi oyları hedefleniyorsa, onu bilmem.
Devlete sızan emperyal örgütler varsa elbette gereği yapılmalı.
Dünya alem artık biliyor, “Ergenekon”, “Balyoz” ve “Askeri Casusluk” gibi “Kumpas” operasyonlarının arkasında işbirliği vardı.
Henüz yargı önüne çıkmamış insanlarla ilgili medya kuruluşları şimdiden hüküm vermeye başladı bile.
Bu yanlışlar yeni kavgaların ve ayrışmaların habercisidir.
Biz kendi sorunlarımızı medeni bir şekilde çözemiyoruz.
Çözemediğimiz için her gün yaka paça birbirimizin boğazını sıkıyoruz.
Bu görüntüler insanları yordu.