İnsanoğlu kendisinden önceki medeniyetlerin üzerine ilaveler yaparak gelişmiş ve güçlenmiştir.
Bunu nereden anlıyoruz, eski Yunan Filozofu Karneades Roma’ya davetli gittiğinde iki önemli konuşma yapar.
Bu konuşmaların birinde adaletin ne denli önemli olduğunu ifade eder ve herşeyin adalete dayandığına vurgu yapar.
İkinci konuşmasında adaletsizliğin yaratmış olduğu karmaşanın vahim sonuçlarını anlatır.
Bu davranış biçimi eski Yunandaki “kuşkucu düşünce”nin en güzel örneklerinden biri olarak kabul görür.
Karneades’in vurgulamak istediği konu şudur;”hiç bir şey salt değildir Dünya’da salt gerçek yoktur, adaletin bile salt olduğu söylenemez.”
Bu bilimsel görüşe daha sonraki süreçte değer verilmez.
Salt gerçeğin “salt doğru”nun varlığına inanıldı.
Bunun sonucu ağır bedeller getirdi.
Özgürlük yerine bağnazlığa, hoşgörü de yerini tahamülsüzlüğe bıraktı.
Herkes kendi doğrusunun tek gerçek olduğuna inanır oldu.
Farklı düşünceleri karalamaktan, itibarsız hale getirmekten çekinilmedi.
Galilo’yu engizisyonun pençesine gönderen bağnaz düşünce sistematiği böyle oluştu.
18. yüzyılın doğrusu 19. yüzyılda, 19. yüzyılın doğrusu 20. yüzyılda yanlış çıkmıştır!
Bu gerçeği bilen insan uygar kişidir.
Aynı zamanda hoşgörülü bir insandır.
Ve doğanın ilk yasası hoşgörüdür.
İnsan aklına uygunluk aynı zamanda doğaya uygunluktur.
Bir başka düşünür Volter “hoşgörü insanın en değerli yanıdır”deyip şöyle devam eder;
“Hepimiz eksikliklerle, yanılmalarla yoğrulmuşuz, birbirimizin hatalarına karşılık hoşgörülü olalım çünkü doğanın yasası bunu gerektirir”
Uygarlık demek bağışlamak ve hoşgörü demektir.
Bu yüzden Atatürk Dünya’nın en büyük barışçı ve sosyal adaletçilerinden biridir.
Mustafa Kemal “Yurtta barış Dünya’da barış” özdeyişi ile önemli bir saptamada bulunmuştur.
Bu yüzden bütün Dünya Atatürk’ün söylemi üzerine Birleşmiş Milletler eğitim bilim kuruluşu olan UNESCO’nun 20. genel kurulunda almış olduğu karar doğrultusunda “sömürgecilik ve emperyalizme karşı verilen mücadelenin lideri”dir Atatürk!
Hoşgörü ve adaletin olmadığı yerde huzur da olmaz barış da olmaz...!
Umarım barış uzakda kalmaz...