Hoşgeldin halin keyfin nasıl gel otur şöyle geçmişi bir Hasbihal edelim biraz nostalji yapalım çocukluğumuzu gençliğimizi yad edelim sevgili okurlar bu adam benim öteki kişiliğim psikolojik olarak bilinçaltım yani deliliğim paranoya ya da panik atak olmuş tımarhanelik olmuş öteki kişiliğim özüm iki gözüm doğrulanmış sözüm öteki kişiliğim sizlere zaman zaman anlatmaya çalışmıştım o benim hastalık hastası kişiliğim benim paranoyalarım herkesin benim gibi birkaç kişiliği vardır kendinizi biraz araştırırsanız mutlaka görürsünüz annenizle babanızla konuşun onlar size öteki kişiliğinizi bildikleri kadar anlatırlar gel iki gözüm gel rüyalarımın ve düşlerimin kahramanı hayalperestliğim dön kişotluğum inan seni çok özledim senin tımarhaneye gittiğin o Salı gününü dün gibi hatırlıyorum ilkbaharın ilk aylarının bir pazar günüydü hayatımızın en sıkıntılı en hüzünlü ve en uzun yaşanması en zor olan günlerimizden biriydi o gün bizim miladımızdır ilk defa böyle uzun bir ayrılık yaşadık gel bana tımarhane günlerini anlat uyum sağlayabildin mi oradaki delilere seni nasıl karşıladılar iyi görünüyorsun saçın sakalın ağarmış hafiften kamburlaşmışsın da gözlerinin altı torbalanmış bana benzemişsin gidişin bana çok ağır gelmişti içimden bir parçamı koparmış götürmüştüler zaman geçmeyecek gibi gelmişti bana şimdi bakıyorum da zaman geçmiş ve zaman dermanımız olmuş bende senin kadar değiştim yaşlandım sen tımarhaneye gittiğin zaman kırk altı yaşındaydık şimdi yetmiş beşe dayandık zaman bizi olgunlaştırdı biliyorsun bir zaman sözde şifacılara gittik hatırlıyor musun Edirne’deki şifacı kadın nazar değmiş dedi sana ben de yapma etme kardeşim benim neyime nazar değecek demiştim de kadın düşmüştü sonra sen anlamazsın bu işlerden demişti ki ben ondan önce onlarca psikiyatriye görünmüştüm kız kardeşime baş edememiştim yoksa böyle yerlere gider miyim ben o zamanlar öykündüğümüz insanlar vardı eleştiriyi kabul etmeyen radikal biriydi dünyayı kötülerden kurtarabilecek inancımız irademiz ve fikrimiz vardı hayallerimiz vardı aradan geçen zaman bizi değiştirdi şimdi ben dostoyevskici oldum hatta mürhidi oldum onu yaşatmaya çalışıyorum itiraf ediyorum ya itiraf etmek iyidir kişiyi günahlarından ve kötülüklerinden arındırır bunlar derin mevzular sevgili okurlar bu yazımı bir itiraf olarak kabul edebilirsiniz inişli çıkışlı bir yaşam ve yüzlerce kötülükler yoksulluklarla karşılaştım yaşama isteğim olmasaydı şimdi yaşamıyor olurdum gerçekten yaşamı çok seviyorum en kötü sıkıntılı günlerimde bile elimi yaşamdan çekmedim biz Türkler çektiğimiz büyük acıları yoksullukları ve dertleri dışarı kolay kolay vuramayız bir sır gibi saklarız içimizde evlerimizde bile tartışıp bu tür konuları konuşamayız birbirimize içimizi açamayız bu da ileride bir sürü psikolojik sıkıntılara sebep olmaktadır sevgili bilinçaltım ötekim yoldaşım sırdaşım sen hayatımızın roman olacak tarafısın ben uzun zamandır bu romanı zaten yazıyorum başkahramanım zaten sensin bu romanda deliliyi ve tımarhaneyi anlatacaksın yaşadığımız iyi kötü ne varsa hepsini itiraf edeceksin hapishane ve tımarhane gibi yerler dünyanın her ülkesinde var tımarhanelerin olması içinde yatanların olduğu anlamına geliyor sen gitmeseydin başka birileri gidecekti buralarda insanlar senden önce de vardı senden sonra da olacaklar tımarhaneler gerçekten büyük bir ihtiyaç keşke olmasaydılar artık eskisi gibi buralardaki hastaların başına soğuk su dökerek iyileştirmeye çalışmıyorlar deli gömleği de giydirmiyorlar insanları ranzalarınıza da bağlamıyorlar burada da normal hayatta olduğu gibi insanlar bir araya geliyor birbirlerine içlerini açıyorlar sıkıntı ve dertlerini paylaşıyorlar burada muazzam bir dayanışma ve paylaşma var bunun adını koyalım deliler dayanışması ve paylaşması diyelim sevgili okurlar buradaki en iyi ilaç dışarda normal hayatta olduğu gibi dayanışma ve paylaşmadır ilk günler çok sıkılmıştım yaşamaktan gerçekten vazgeçmek üzereydim ben tımarhanelerde yeniden hayat buldum yeniden hayata tutundum işte bu kadar faydası var hatırlıyor musun sevgili ötekim yanındaki yatak komşunun öyküsünü adam okuduğu gazetedeki haberde öldürülen adamın katilinin kendisini olduğunu düşünüyordu sevgili dostlar bu tür işler hiç kolay değil hastane personelinden kimi insanlar doktorlardan yardım alıyordular doktorları bile delirtebilecek hastalar vardı yapmacıktan gülen içten ağlayan onlarca insanla tanıştık neden delirdiğimi ve tımarhanelik olduğumu birkaç kez anlatmıştım ama sevgili okurlarım bizi halkımıza ve yurdumuza bağlayan ve içimize yer eden güç ve düşüncelerimiz var bunları gizleyemeyiz bu tür fikirlerimizi dışarı vurduğumuz için kimi insanlar bizi sevmiyorlar insanların bu tür düşünceleri yüzünden delirmeleri çok normal