Yeni bir yıla girmeye şunun şurasında “azıcık” bir zaman kaldı.
Geride bıraktığımız yıl çok iyi geçtiği söylenemez.
Gelecek konusunda önyargılı değilim.
Ancak çok fazla umut belirtisi görmüyorum.
Bunun bir çok nedenini sıralamak mümkündür.
Öncelikle yaşadığımız coğrafya oldukça gerilimli, bir o kadar kanlı döneme doğru savruluyor.
En önemli sorun gerilim üzerinden yürütülen siyasi ikbaldir.
İnsanlar artık yoruldu, hiç kimse en yakın komşusu ile ülke meselelerini güncel konuları konuşamaz oldu.
Kimsenin kimseyi kandırmadığı, yolsuzlukların, pişkinliklerin örtpas edilmediği bir düzende yaşamak en büyük dileğimizdir.
Başına buyruk bir iktidar ve siyaset bloğu her gün toplumun yarısına sopa gösteriyor olması kabul edilebilir bir durum değil.
Hukuk en fazla aranan ve özlenen duruma geldi.
İnsanlar yüksek sesden ve sözden, görünüşten korkar oldu.
Sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının toplantıları hiç bir gerekçe gösterilmeden engellenmesin...!
Çocuklar, cemaat ve tarikat evlerinde taciz edilmesin!
Birileri din iman kullanarak başımıza ahlak polisi kesilmesin!
Kadın cinayetleri artık son bulsun...!
Aile içi şiddet günlük yaşamın parçası olmasın!
İnanç adına, maneviyat adına çağ dışı dayatmalarla insanların hayatları karartılmasın!
Çocuklarımızı çalmasınlar!
Gençlerimizi ötekileştirip, hırpalamasınlar!
Özgürlükler teminat altına alınsın!
Yasalarla konulan haklarımız, yasal güvence altında olsun!
Yasa uygulayıcıları tarafsız ve objektif davransın!
Keyfi uygulamalar son bulsun!
Yaşadığımız şehrin yöneticileri sorgulanabilir, hesap verebilir olsun!
Bu topraklarda tarihe not düşen Osmanlı İmparatorluğu’nun en parlak dönemine imza atan Fatih Sultan Mehmet’in Otağı olarak tarihe geçen Çayırova Hünkar Çayırı bu şehirde yaşayan insanlara rağmen satılması kabul edilebilir bir durum değildir.
Kartaca Kralı Hanibal‘ın mezarının bulunduğu şehirdeyiz.
Ünlü Arkeolog ve Ressam Osman Hamdi Bey’in yaşadığı bir şehirdeyiz.
Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in kuruluşunu açıkladığı bir kent olmaktan gurur duyuyoruz.
Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Gebze’de bize rağmen, bu kentte yaşayan insanlara rağmen haraç-mezat yeşil alanların satılması kabul edilebilir bulmuyoruz...!
Gebze’nin nimetini dışardakiler, külfetini bu şehirde yaşayan insanlar artık çekmesin...!
Öyle “ben yaptım, isteseniz de istemeseniz de paşalar gibi satarım”deme lüksünü kimseye vermeyiz.
Gebze nice başbakanlara, cumhurbaşkanlarına, devlet büyüklerine konuk severliğini her zaman gösterdi.
Böyle bir dönemle ilk kez karşılaşıyoruz.
Osmanlı “ecdattır” diyenler palavra sıkmasın!
Osmanlıyı tarih sahnesine çıkartan Fatih Sultan Mehmet’in zehirlenerek öldürüldüğü Çayırova Fatih Otağı’na kim sahip çıktığını hep birlikte görüyoruz.
Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmuyormuş...
Bu sözler bana ait değil, kim dediğini merak eden olursa araştırabilir.