** Adıyaman, “Herkes gücün arkasına sığınmayı, orada yaşamayı seviyor. Ya da artık korkak bir toplum mu oluştu? Herkese bu korku iklimi mi verildi?” dedi
Seri röportaj - 3
“Topu topu 5-10 komitede karşı liste çıkmış, farz edelim ki o 5-10 listenin tamamı karşı taraf kazandı, Nail Çiler’ in başkanlığının garanti olmasına karşın bu hırsına, bu müdahalelerine ben bir anlam veremiyorum milletimizin takdirine bırakıyorum. Nail Çiler benim ortaokulda öğretmenimdi, kendisiyle bugüne kadar hiçbir sıkıntım, derdim olmadı. Geçmişte birlikte liste çıkarttık. Benim bilmediğim bir şeyler varsa eğer, söylerse sevinirim.”
Nurettin Adıyaman yukarıdaki açıklamayı, “Nail Çiler’in yeniden başkanlık için hiçbir engel kalmamasına rağmen komitelerin tamamını edinmek için hırsını neye yorumluyorsunuz?” şeklindeki; sahadaki gözlem ve tespitlerimiz zemininde türeyen soruya yukarıdaki şekilde yanıtlayan Nurettin Adıyaman şöyle devam etti:
YERLEŞİK ESNAF İSYANDA:
DÖRT YIL KİMSE ARAMIYOR…
“Telefonla görüştüğümüz insanlar oda seçimlerine dair, ‘Lanet olsun ya. Ne var bu odada da insanlar bu işin üzerine bu kadar gidiyor. Günde 10 sefer aranıyoruz’ diyorlar. Artık üyeler bunu söylemeye başladı. ‘Dört yıl boyunca kimse aramıyor, seçim zamanı gelince kapımızı aşındırmaya başlıyorlar, odanın bize bugüne kadar ne faydası oldu.’ İnsanlara bunu söyletmemek gerekir bu kelimeleri daha çok Gebze’nin yerleşik esnaflarından duyuyoruz.
BASIN DİYE BİR ŞEY
OLDUĞUNA İNANMIYORUM
Son birkaç senedir yerel basını takip etmiyorum. Artık öyle bir hale geldik ki Türkiye'de ben medya, basın diye bir şey olduğuna inanmıyorum.
Çünkü herkes, ‘Aman şunun hakkında bir şey yazarsam iş alamam, şunu bunu yapamam’ diyor. Herkes paranın kölesi mi olmuş diyeyim, korkuyor mu diyeyim ne diyeyim, diyecek bir laf da bulamıyorum.
Herkes gücün arkasına sığınmayı, orada yaşamayı seviyor. Ya da artık korkak bir toplum mu oluştu? Herkese bu korku iklimi mi verildi?
MENFAATİ BİTİNCE SAF
DEĞİŞTİRENLER VAR
Yani sıkıntı yaşarım korkusuyla insanlar sadece gücün arkasında yazı yazıyor. Kimse çıkıp da gücü elinde tutanı eleştirme cesareti göstermiyor. Bu her tarafta var. Arkasından konuşup yanına gelince ellerini ovuşturan tonlarca insan var. Menfaati varken yanında koşturup menfaati bitince başka tarafta olanlar da var. Basında bu şekilde. O yüzden ben basını çok takip etmiyorum.
Açık konuşmak gerekirse ben sizin gazetenizi de takip etmiyorum.
Benim için insanların siyasi ve dini görüşleri hiç önemli değil, sadece omurgalı olsun yeter.
Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaz, STK lara üye olunmaz bunların yönetimlerine benim adamım diye oy verilmez. Doğruya doğru yanlışa yanlış. Senin tarafında yanlış varsa eleştirecek, karşı tarafın doğruları varsa takdir edeceksin. Bunu başarırsak biz toplum olarak ilerleriz. Yoksa gideceğimiz nokta belli.
İnsanların yaşamlarına müdahale etmeyi çok seviyoruz. Bence insanlar dini ve siyasi görüş olarak farklı olabilirler ama hepimiz insanız bunu unutmamak gerekir. Fikir ve düşünceleri ile insanların yaşantılarına müdahale etmeye başlayınca ayrışmalar ve sıkıntılar orada başlıyor.
HERKES SEÇİM ZAMANI
ÇALIŞTIĞI GİBİ ÇALIŞMALI
Gebze Ticaret Odası meslek komitelerinin, meclisin ve yönetim kurulunun her kesimden (Esnaf ve Sanayici) oluşması, sektörel sorunlarını ve projelerini Komiteye getirmesi, oradan da meclis üyesi arkadaşların meclise ve yönetim kuruluna sağlıklı bir şekilde ulaştırması, meclis ve yönetimin bu veriler doğrultusunda çözüm ve projeler üretmesi gerekiyor. Ama baktığınızda bu iş böyle yürümüyor, herkesin seçim zamanı çalıştığı gibi dört yıl boyunca çalışması gerekiyor.
BAŞARAN DÖNEMİ HOMOJENDİ: Nurettin Adıyaman sözlerini İbrahim Başaran dönemine atıfla tamamladı: “İbrahim Başaran zamanında da GTO da bulundum, eleştirilecek taraflar yok muydu, vardı. Ama meclis ve yönetim homojen bir yapıya sahipti. Şimdi baktığınızda meclis için fazla bir şey diyemem ama geçmiş yönetimlere baktığımızda, bunu söylemek pek mümkün değil. İnşallah bu dönemki yönetim Gebze Ticaret Odası’na katkı sağlayacak bir yapıda olur.”
ŞAKİRLE
ŞAKİR DÜŞÜNCESİNİ KORKUSUZCA SÖYLERDİ: Nurettin Adıyaman ile kongre günü telefonla görüşmüş, yüzyüze gelememiş, demecini telefonla almıştık. Sosyal medya ile de pek arası olmayan Adıyaman’a dair fotoğrafı yine sosyal medyadan, Covid sürecinde kaybettiğimiz değerlerden Şakir Şükrü Erdöl’ün paylaşımında bulduk. Fotoğrafı kırpmadan kullandık. Adıyaman merhum Erdöl’e dair, “Şakir liseden çok samimi arkadaşım. Şakir korkusuz, cesur, düşüncesini açık yüreklilikle söyleyen bir kişiydi. Çok değerli bir kardeşimizi pandemi sürecinde kaybettik. Allah gani gani rahmet eylesin” dedi.
**
Gebze Ticaret Odası
Nail Çiler’in odası mı?
Nurettin Adıyaman, meclis üyesi seçimlerinin yapıldığı gün, içinde yer alarak tanığı olduğu bir diğer vakayı şöyle anlattı: “Seçim günü saat 16.00 suları bir arkadaşım aradı. ‘Tesettürlü bir ablamız oy kullanmaya geliyor ancak odanın önünde insan kalabalığı var içeri girememiş. Geri dönmek zorunda kalmış diye beni aradılar, kapının önüne çıkıp o ablaya içeriye oy kullanması için eşlik edermisin dedi.’ Kime oy vereceğini de bilmiyorum.
Dışarı çıktım. Kapının önünde bir kalabalık. Nail Bey mikrofon başında. İnsanları sandığa yönlendiriyor. ‘Mor Beyaz listeye oy verin, numarasını söyleyip şu sandıklara gidin’ diye propaganda yapıyor.
Ben de tabi ses olduğu için, ‘Arkadaşlar lütfen. Bayanlar odaya giremiyorlar. Kapının önünü açar mısınız?’ dedim.
Nail bey mikrofondan bana, ‘Sen bu odanın kapısının girişine çıkışına karışamazsın’ diye laf söyledi. Şimdi Gebze Ticaret Odası, Nail Çiler’ in odası mı? 20 bin üyenin odası mı? O kapı Nail Bey'in kapısı mı? Odanın yönetiminin kapısı mı? Çalışanların kapısı mı? 20 bin üyenin mi? Benim ve başka birinin de bir üyeliği varsa onun da benim de başkan kadar orada hakkı var.
İNSANLAR, “ODA SENİN
MALIN” DİYE OY VERMİYOR
İnsanlar seni o meclise, ‘Burası senin’ diye göndermiyor. Başkan yapmıyor. ‘Oda senin malın’ demiyor. ‘Ben sana yetki verdim. Mecliste beni temsil et. Odayı sen yönet’ diyor. Odanın başkanı olduğun andan itibaren herkesin başkanısın. Sana insanlar vekalet vermiş. Görevini düzgün şekilde yapmak zorundasın.
Sen oda başkanısın. Ben orda bağırmışım. Küfür etmemişim. Sadece çok yüksek ses olduğu için ‘arkadaşlar lütfen’ ibaresini kullanmışım. ‘Şu kapının önünü açın bayanlar giremiyor’ demişim. O sırada 10-15 polis geldi. Orada Nail Çiler’in söylediği laflar üzerinden hareket eden tipler var. Polislere durumu anlattım kapının önündeki kalabalığı kenara çektiler. Ben de bayana eşlik ederek sandığın olduğu noktaya getirdim Oyunu kullandı. Dışarı çıkarken de karşı listeden Ercan Bey eşlik edip odanın dışına çıkmasına yardımcı oldu.”
“TURİZM BARIŞTIR” DİYEN GÜNAY’A NAZİRE: GTO komite seçimlerinde Nail Çiler’in komitelerin tamamını edinmek için takındığı hırs, gerek tanık olduğumuz gerekse iddia sahiplerinin söylemlerine karşın seçime iki listeli gidilen komitelerin üyelerinde dostluk, kardeşlik havasına zeval gelmedi. Antalya’da yerinde takip ettiğimiz Dünya Turizm Günü panelinde Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay turizmi; dünya genelinde barış ile eşdeğer tutmuştu. Turizmcilerin yer aldığı 26’ncı komitede iki farklı listeden adaylar İsa Gül ve Sezai Gürses de Günay’a adeta nazire yaptı.
**
BU DA TOBB’UN AZİZLİĞİ…
Online ödemede “Askıdan
indir” butonuna basılmalıymış
“Bu anlatacağım Gebze Ticaret Odası ile ilgili değil TOBB ile ilgili. Online ödemede bulunan kişilerin, ‘Askıdan indir’ diye butona basması gerekiyormuş. Ödemeyi yapmanız yetmiyor. O şekilde bir sürü insan da ödeme yapmasına rağmen askıdan indirilmediği için oy kullanamadı.
ÇAMKERTEN DE OY KULLANAMADI
Hatta bu kişilerden biri Gebze TV’nin sahibi İbrahim Çamkerten. Seçime geldi. Sicile defalarca sordu, ‘Sıkıntı yok’ yanıtını aldı. Ama muhasebe tarafında gözükmüyor. Son askıya çıkan listede yok. Butona basmak gerekiyormuş. Mevzuatı dibine kadar kimse bilmiyor ki.
Ama askıdan indirdiği tarih o zamandan sonra olduğu için muhasebe ancak görebiliyormuş, muhasebeye oradaki yoğunluktan ulaşılamamış.
GTO PERSONELİNDEN
ALLAH RAZI OLSUN
GTO personeli arkadaşların da bir suçu yok. Sicildeki, muhasebedeki o arkadaşlarımıza Allah kolaylık versin. Sağ olsunlar, hiç sıkıntı yaşatmadılar. Evraklarımızı vermede almada üstün çaba sarf ettiler. Sorularımıza o yoğunlukta hep cevap vermeye çalıştılar. Emeklerine sağlık, Allah razı olsun diyorum. Ellerinden gelenin kat kat üstünü yaptılar.”