HER YER SOMA...!

İsmail Kadı

13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci hayatını kaybetmişti.

Aradan 1 yıl geçti annelerin, babaların, eşlerin, çocukların gözlerindeki yaşlar kurumadı.

Somalı eşler ve aileler “içimiz yanıyor” diye haykırıyorlar.

Seslerini duymamızı istiyorlar.

Tabi ki haklı olarak babaları ve eşlerinin ölümünde ihmali olanlar cezasız kalmasın diyorlar...

Peki kim bu 301 Somalı madencinin failleri...?

Her biri çok büyük para kazanma hırsı olan, Soma Holding patronları  güçlerini siyasi iktidardan aldığı bilinen bir gerçek.

Çarşamba akşamı 18:30’da Gebze Moda Giyim’in önünde başlayan Somalı Madenciye destek yürüyüşü kent meydanına kadar devam etti.

Burada ortak basın açıklamasını Eğitim-Sen Şube Başkanı Güngör İrdem okudu.

Toplumsal muhalefetin sürekli gündemde tuttuğu en zayıf kaldığımız konu hukuk bunu söyleyenler Ak Parti hükümetinin biri siyasetin diğeri ekonominin önde gelen iki önemli ismi.

Bülent Arınç ile Ali Babacan...

Dilleri varmıyor gerçeği söylemeye, en zayıf kaldığımız değil neredeyse tamamen ortadan kaldırdığınız...

Hukuksuz, yargısız keyfi uygulamalar neredeyse talimatlarla yönetilen bir sistem yarattınız.

Ve şimdi bunun altında eziliyorsunuz elbette.

Hukuk yoksa hiç birşey yok.

Adalet yok, demokrasi yok...

Herşeyden önce adaletin ve özgürlüğün olmadığı bir yerde ekmek ve özgürlük olmaz.

Hepiniz iktidarsınız, yapılan yanlışlıkları, haksızlıkları görüyordunuz.

Belki bazılarınız cılız sesler çıkardınız.

Ama hukuk, yargı, adalet, demokrasi bu ülkeyi çağdaş yapan özgürleşen her ne varsa ayaklar altına aldınız.

Yerlerde paspas gibi sürüklenmesine göz yumdunuz.

Hakikatin yanında olmadınız.

Yanında olduğunuz en önemli şey iktidar ve onun uygulamalarıydı.

Şimdi yaşananlar karşısında “hukukta sınıfta kaldık” diyorsunuz...!

Peki ne söylediğinizin farkında mısınız?

Herşey iyi de sadece hukuk mu kötü...

Eh bu kadar kusur kadı kızında da olur mu diyorsunuz...!

Aslında iyi olduğunu düşündüğünüz herşeyin hukuka bağlı olduğunun farkında değil misiniz...!

Hiç unutmuyorum yıl 2008 çok değer verdiğim eski bir emniyetçi yarı şaka yarı ciddi bir söylemde bulundu bana;

O dönem Balyoz, Ergenekon göz altıları yeni başlamıştı.

Ben de hukuksuz gözaltıları eleştiriyordum.

Muhtemelen o yazılarımın bir kısmından rahatsız olmuş olmalı ki, “bu işlere fazla karışma bir imzasız mektupla sen de onların yanına gidersin” demişti.

Ben de hiç birşeyden korkum olmadığını  yüksek sesle  söyledim...

Çünkü ben ve benim gibiler 12 Eylül’ün darbe hukuk dönemini yaşadık.

Hukuksuzluğun ne olduğunu biliyoruz.

Bu yüzden hangi dönem olursa olsun yapılan haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında oldum olmaya da devam edeceğim.

 Somalı 301 ailenin hukuk mücadelesinin yanındayım.

Hayat bize çok şey öğretti.

Yaşadığımız sürece çok şey daha öğreneceğiz.

Hukuk ve adalet, ekmek su hava kadar kutsal olduğunun farkındayım.

Bu yüzden mağdur olan herkesin yanındayım...!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.