Zaman kötü...
Allah'tan gelen zamlar neticesinde, ülke ekonomisi gittikçe bataklığa dönüştü.
Kim kime dum-duma, köpeksiz köy gibi ülkemiz.
Aymazlıklar, fırsatçılık, liyakatsizlik , hadsizlik, haksızlık arş-i âlâ'ya çıktı.
Her açıdan eskiyi özler,maziye sığınır olduk.
Mesela annelerimizden tasarruf konusunda öğreneceğimiz çok şey ver...
Abinin, ablanın eskilerini küçük kardeşler giyerdi.
Ninelerimiz giyilmiş, lime lime olmuş kazakların iplerini söker, birbirine düğümler yumak haline getirirmiş.
Sonra da bu iplerden şişlerle rengârenk çoraplar örermiş.
Yenilen meyvelerin, sebzelerin kabukları çöpe atılmaz, ineklerin yediği samana karıştırılırmış.
Bayatlamış ekmekler atılmaz, kurutulur, sıcak suyla ıslatılır, sarmısaklı yoğurtla harmanlanır, üzerine tereyağı dökülürmüş. Al sana hem iktisat hem pratik yemek..
Ki bunu yaparım ben.
Kalan sebzeler, meyveler bozulmasın diye dilimlenir, damların üzerinde güneşin alnına serilir, kurutulurmuş.
Kışın bu kurutulmuş meyvelerden komposto, sebzelerden enfes yemekler yapılırmış.
Kullanılmış defterler, ders kitapları atılmaz, kışın odun – tezek yakılan sobaların tutuşturulmasında kullanılırmış.
Ama doğalgaz olmadığı için bunu yapma formülü henüz bulunamadı.
Akşamları ders çalışılan zamanlarda 14 numara, diğer zamanlarda 7 numara gaz lambası yakılır, gazdan tasarruf edilirmiş.
Karpuz, kavun, kabak çekirdekleri atılmaz, yıkanır güneşte kurutulur, kışın çerez olarak kullanılırmış.
Yırtılan, sökülen kıyafetleri anneler onarır, yama yaparmış.
Ayakkabılar ise altına pençe çakılarak yenilenirmiş.
Öyle üç ayda, altı ayda kıyafet yenilemek yokmuş ki bugün de bu durumdayız.
Eskimiş, artık giyilmeyen kıyafet, bez parçası vb. ne varsa güzelce yıkanır, dörtgen dikilmiş kılıfların içine yerleştirilir, yer minderleri yapılırmış.
Harmanın sonuna kalan, toprağa karışmış buğday taneleri bir leğende yıkanır ve ayrıştırılır ya da o haliyle tavuk yemi olarak kullanılırmış.
Yani, tek bir buğday tanesi bile ziyan edilmezmiş.
Bu da uymuyor günümüze çünkü bahçeli evlerimiz yok.
Betonlar arasında sıkışıp kaldık.
Rant uğruna yeşil alan kalmadı, bırakın bahçeli evi.
Velhasıl kelam; diyanet çatısı altında Mercedes'lere binip, lüks malikanelerde yaşayan insan görünümlü insansılar , zamları 'Allah yapıyor' diyor ya, inanmayın sakın.
Allah çarpacak onları,çok az kaldı...