Sıcak yaz günlerini geride bıraktık.
Eğitimden, sağlığa, hukuktan, ekonomiye uzanan bir dizi sıkıntılar bizi gözetliyor.
Nasıl oldu da onca sıkıntıyı biriktirdik.
Gerçi bu sorunlar hep vardı.
Ne oldu da bu konuları konuşamaz duruma geldik.
Tartışmanın ilk fitili adli yılın başlangıç gününde ateşlendi.
Yargıtay başkanının çarpıcı tespitlerinden biri;
Hukuk eğitimi yetersiz!
Evet, doksana yakın hukuk fakültemiz var.
Bunların vermiş olduğu mezunlar ne durumda.
Hukukçu olmak başka, hukuk fakültesi mezunu olmak başka.
Gelelim tıp fakültelerinin durumuna;
Geçmişte eğitimde en başarılı olduğumuz alanlardan biri tıp doktorları yetiştirmekti.
Acaba yeni yetişen ve yetişecek olan hekimlerimizin durumu nasıl...
Yoksa sadece tıp mezunu diploması yeterli mi sayılacak.
Tabiki iyi yetişmiş olan hekimlerimizi tenzih ederim.
Ama bu konuda bile yaygın bir endişe bulunmakta.
Tüm eğitim dallarında aynı endişe var.
Bunun en somut örneği, bir süre önce YÖK’e atanan bir profosörün yapmış olduğu açıklamalardır.
Ne demişti sayın profosör;
“Ben cahillerin verasetine güvenirim”demişti.
Bu konu bir süre tartışıldı daha sonra unutuldu gitti.
Sınavlarda sıfır çeken binlerce öğrenci size neyi hatırlatır.
Gençlerin bir bölümü Türkçe yoksunu, bir dilekçe bile yazamaz durumda olan binlerce öğrenci var.
Buna karşılık her öğrencinin elinde en son donanımlı bilgisayar özelliklerine sahip cep telefonu görmek mümkün.
Ülkemizde yetişmiş insan kalitesi gün geçtikçe azalıyor.
Esasını söylemek gerekirse bütün dünyada durum bize benziyor.
Ülkeleri yöneten düşük profilli siyasetçilere bakarmısınız.
Bunların yüzünden Dünya cinnet geçiriyor.
Diplomasi geleneği yerlerde sürünüyor.
Uzlaşma kültürü sıfır çekiyor.
Çünkü ciddiyet yok, bilgi yok, akılcılık yok...!
Hepsi katakulle peşinde...
Yargının zirvesindeki tespitler bize bunları çağrıştırdı.
Peki ne yapmalı?
İyi eğitim seviyesi anaokullarında başlar.
Temeli iyi öğretmenler atar.
Unutulmasın ki öğretmenlerin de öğretmeni mutlaka vardır.
Bizim kuşağımız bu öğretmenlerin, öğretmenleri tarafından yetiştirildi.
Hiç unutmam ilk okulda okul müdürümüz köy enstütülerinden mezundu biz ona baş öğretmen olarak hitap ederdik.
Nereden nereye geldiğimizi sorgulamak hepimize düşer...